27 Aralık 2011 Salı

şehit

geçtiğin yollardan ölüler yürüyor artık
ve şehitlerin isimlerine ağlıyor haber bültenleri
bütün rütbeleri bilirim ben haberlerden
ölüler bi haber öldüklerinden
haber verin sevdiklerine
beklemesinler

her birinin ayrı hayat hikayesi
hepsini anlatsan
son anlarını
son konuşmalarını
ya okyanus taşar
ya da göz yaşları bendini aşar

onların yerine kim yaşayacak?
vatan hainleri
ya da iktidar sahipleri mi?
Ne demişti Orhan Veli:
“Neler yapmadık şu vatan için
Kimimiz öldük
Kimimiz nutuk söyledik meydanlarda.”

mc

25 Aralık 2011 Pazar

Kağıt Helva

Elif Şafak
Kağıt Helva

Doğan Kitap
153 Sayfa
Aralık 2009
Puan: 9.8

(…) Derken o yolculukta bir an geliyor, durup geriye bakma gereği duyuyorum. Geçtiğim yolları, uğradığım durakları, güzergâh boyu karşılaştıklarımı anımsıyorum.

Bu kitap dünden bugüne yazdıklarımdan ufacık bir seçkidir. Bir alıntılar kitabı. Karın doyursun diye değil, tadımlık niyetine.

Kağıdın üzerine konulmuş birkaç tatlı kelam.
Kağıt Helva…


Kitaptan Bölümler:

Ayçiçeği güneşe aşık olunca gülmekten kırılmış bütün bitkiler."Güneş gökyüzündeki tahtından bir an bile ayrılmaz.Kudretli ve ulaşılmazdır. Sen kim o kim? Vazgeç bu sevdadan" demişler hep bir ağızdan.Ayçiçeği sesini çıkarmamış. Sevdalı gözlerini dikmiş güneşe; bakmış bakmış bakmış.
Uzun müddet hiçbir şeyin farkına varmayan güneş, nihayet bir gün, ayçiçeğinin bakışlarını hissetmiş üzerinde. Önce geçici bir heves sanmış,ama zamanla yanıldığını anlamış. Ayçiçeği öyle inatçıymış ki, güneş tahtını nereye taşırsa yılmadan usanmadan o yöne çevirmiş başını.
Derken bir öğleden sonra, artık bu takipten bıkan güneş sapsarı gazabıyla kavurmuş ayçiçeğini. Daha simsiyah duman tüterken üzerinde , insanlar akın etmiş olay mahalline. "Yaşasın!" demiş içlerinde biri. "Şimdi ne güzel çitleriz bu aşkı."
Aynı gece televizyon karşısında acıklı bir aşk filmine gözyaşı dökerken , çitlemişler ayçiçeklerini.(Mahrem)

Hak aşıklarına ne cehennemde azap çekme korkusu ne cennette ödüllendirme arzusu rehberlik eder. Onlar sonsuz bir Ledun denizinde yüzer. (Aşk)

Belki de önemli olan varılacak yer değil, hatta güzergah değil, sadece gitme fikrinin kendisidir. Daimi göçebelik. Bir öte diyar arzusu. Kimileri cennetteki Tuba ağacı misali. Kökleri var var olmasına da, toprağa bağlı değil, havada, yukarıda. Kimilerinin kökleri göçebe.
Ben ağaçlardan en çok Tuba ağacına yakın hissettim hep kendimi.(Med-Cezir)

Akılcı kararlar alıp planlar yaparak hayatımızın akışını denetleyebileceğimizi zannediyoruz. Halbuki balık yüzdüğü okyanusu denetleyebilir mi? Bu sadece sahte beklentiler ve hüsranlar yaratır. (Aşk)

Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir, ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin ne de hayat karşısında çaresizsin. (Aşk)

Ağzımdan damla damla mısralar sızıyor, hem de hiç durmadan, elimde olmadan; dinleyenler şair olduğuma kanaat getirebilir, evet. Kelimeler Ülkesinin Sultanı! Ama işin aslı, bu şiirler bana ait değil. Ben sadece harfler için bir vasıtayım. Kelimeleri emredildiği gibi yazan bir hokka, divit, kalem misali; üflenen ezgiyi çalan bir ney misali, ben de sadece bir aracım.Kendi payıma düşeni yapıyorum. Ben kelimelerin efendisi değil, sadece katibiyim.Gönlüme ne fısıldanırsa onu yazıyorum. Ama fısıldayan ben değilim.. (Aşk)

İçimin tünellerine girer girmez bir fener alıyorum elime. Buralar çok karışık. Kaç defa geldim. Gene de hep kayboluyorum.(Siyah Süt)

Şeriat der ki: "Seninki senin, benim ki benim."
Tarikat der k : "Seninki senin, benimki de senin."
Marifet der ki: "Ne benimki var ne seninki."
Hakikat der ki: "Ne sen varsın ne ben." (Aşk)

Hepimizin acı çektiğini söyleyerek herkesi avutmaya alışmışsın. Oysa bu beni avutmaz. Beni ancak benden başkasının benim kadar acı çekmediğini bilmek avutabilir. (Şehrin Aynaları)

Derviş dedi ki:"İpekböceği kozadan çıkarken alın teriyle ördüğü ipeği yırtıp parçalar. Bu yüzden çiftçiler ya ipeği seçerler ya da ipekböceğini. İkisini birden koruyamazlar. Çoğu zaman ipeği kurtarmak için ipekböceğinin canını alırlar. Bir tek ipek mendil için bilir misin yüz ipekböceği can verir? Bu hikayede benim payım ipekböceğine benzer. Rumi ipektir, ilmik ilmik örülecektir. Vakit tamam olunca ipeğin bekası için ipekböceğinin ölmesi gerekir." (Aşk)

Elif Şafak Kâğıt Helva’yı anlatıyor

23 Aralık 2011 Cuma

bazen

bazen öyle içiyor ki içim
öyle yanıyor ki kalbim
adım atamıyor geleceğe
nefes almayı unutuyor bazen
sırf bu yuzden ölüyor
heba oluyor ömrüm.
bazen dedem geliyor rüyama
gülümseyip gidiyor
içimdeki kötülükler kaçıyor
kahramanım yaşamaya devam ediyor
böylece her sabah güneşim doğuyor
içimi ısıtıyor
içim daha çok içiyor

mc-MC
23.12.2011

siyah

bugün siyah
öyle işte
herşeyi bırakıp susmalı bugün
uzaklara giden uzaklıkları hesaplamayı bırakmalı

gidip geri dönmeyenler duyar mı bizi
bunu düşünmeli
sadece bunu düşünerek yaşamalı bundan sonra
sevdiğini unutmalı
ölmeyi unutmalı

insanlar bakmalı
takvim yapraklarına
sonra göğsüne sunmalı zamanı
düşünmeli
bu gün ne idi
kaç yıl oldu gideli

lobilop ne idi
geldiler ama kim
uyku??
torun ne yapacak son dedesiz
rüyada elveda bile edemeden giderse

son kez çay iç
öl...soğuk...ağla
git
gel ama çabuk
uykusuz kal

ilk kez anladığında toprak olanlar gelmez geri
unutmamaya ant içsende hayat gömer onu ve seni
yine de bir gün elbet düşer yüreğine ateşi
işte o zaman ağlamaya başlamalı
susarak ama
susmadan ağlanmaz bugün
çünkü bugün, siyah

MC-mc
23.12.2009