30 Haziran 2010 Çarşamba

Beğendiğim Fotoğraflar

Pinamalayan kentinde yapılan seçim mitinginde Cumhurbaşkanı adayı Senatör 3. Benigno 'Noynoy' Aquino'nun posterlerini taşıyan Filipinli çocuklar. Aquino'nun yarışı, seçimlerin yapılmasından iki hafta önce yapılan kamuoyu yoklamalarında en yakın rakibinden iki rakamlı yüzdelerle önde götürdüğü geride bıraktığımız hafta içerisinde açıklandı.


Tehran'da Cuma namazı


Binlerce çıplak bu kez İngiltere'de


Fotoğraflara karakalem dokunuşlar

kaynak:  ntv foto galeri

29 Haziran 2010 Salı

Beğendiğim Fotoğraflar

Ülkenin ticari başkenti sayılan Lagos kenti yakınlarındaki Oshodi bölgesinde, çökmüş yapı alanında çalışan ekskavatörü izleyen meraklı Nijeryalılar.


Manchester, İngiltere'den havalanan uçak Ay'ın önünden geçiyor.


Peru'nun Callao Körfezi'nde düzenlenen Bicentennial tekne festivaline katılan Portekiz bandıralı Sagres (sağda) diğer katılımcılar tarafından takip ediliyor. Festival, Latin Amerika ülkeleri tarafından bağımsızlığın 200. yılını kutlama amaçlı yapılıyor.


Kemer sıkma politikasının protesto edildiği Atina'da eyleme katılan Yunanlı kadın da ellerini zincirlemiş.


Ukrayna sıhhiyeci birliği tarihi üniformalarıyla, 9 Mayıs'ta yapılacak tören için askeri resmigeçit eğitimi yapıyor.


Peru'da bir tür telif gözetim kurumu Indecopi görevlisi, Lima'da yasal olmayan yollarla çoğaltılan CD ve DVDlerin üzerinde yürüyor. Peru'da korsan yazılıma karşı kampanya yürüten Indecopi 500 bin yasadışı materyali imha etti.

kaynak: ntv foto galeri

Beğendiğim Fotoğraflar

Hayalgücünü zorlayan tasarımlar


Hayalgücünü zorlayan tasarımlar


Görme engelliler için yazım kılavuzu
Kütahyalı, Türkiye'nin bir kurumun bünyesinde kurulmayıp sadece görme engelliler için hizmet veren ilk kütüphanesini 2004'te İzmir'de kurduklarını hatırlatarak, kitaplığın 2 bin 832 kitapla hizmetini sürdürdüğünü söyledi. Diğer illerin yanı sıra İngiltere, Hollanda, KKTC, ABD ve Almanya'ya ücretsiz hizmet verdiklerini ifade eden Kütahyalı, kitaplığın 312 gönüllüyle faaliyetlerini sürdürdüğünü kaydetti.


Çernobil kazasında hayatını kaybeden itfaiye erlerinin mezarı başında mum yakan Ukraynalı kadın. Geçtiğimiz Pazartesi günü en trajik nükleer kazası olan 4 numaralı Çernobil reaktörünün patlamasının 24. yıldönümü dünyanın bir çok yerinde anıldı.


Endonezyalı çevreci aktivistler başkent Cakarta'da, Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlığının önünde Çernobil kazası kurbanlarının fotoğraflarıyla gösteri yapıyor.


Norden'li Thomas Schroeder, Almanya'nın Kuzey Denizi kıyısında bulunan tatil köyü Norddeich'te türbin türü uçurtmasının son rötuşlarını yapıyor.


kaynak: ntv foto galeri

28 Haziran 2010 Pazartesi

Beğendiğim Fotoğraflar

Farklı bakış doğru zaman



Farklı bakış doğru zaman



Farklı bakış doğru zaman


Farklı bakış doğru zaman



Farklı bakış doğru zaman


Hayalgücünü zorlayan tasarımlar

kaynak : ntv foto galeri

27 Haziran 2010 Pazar

umudun sonu

gülücüklerinin yüz ölçümü
ufka karışmış deniz

denizin suyu yağmur
yağmurun kaynağı gözler

gözlerin değeri aşk
aşkın yeri kalp

kalbin ritmi yüksek
yüksek yerler kayalık

kaya gibi sağlam ruh
ruhu dökülmüş inci

incileri toplayan adam
adamı saran umut

umudun sonu...

mc

kolye

kolyenin değeri bir ömür olur mu hiç?

eksik yaşamlarla birleşen kader ortaklığında
hesapları karıştırıp
farklı kimliklere büründük

sen güneş oldun
ben gölge
sıcaklığın kalbimi doldurunca
kendimi senin sandım

artık uyumak istiyorum sonsuzluğun koynunda
ya da rüyandan ayrılmak

ayrı dünyalarımızda
sahte uydularla
suni güneşlerde
yıllanalım

fark ettiğimiz de artık çok geç olmalı

susuzluğunu çektiğimizi efkar perdelerini açıp
aşka inat
ilk adımlarını atmalı ruhumuz

acılarımızı emecek bir dost verirse hayat
yalanlara devam edelim

anahtar deliği boyutunda gözlerimizi olsun
sadece yalanlara sokulmuş günahları görelim...

mc

25 Haziran 2010 Cuma

Yeşil Haberler Haziran 2010

İngilizlerin yaptığı bir araştırmaya göre doğada özellikle su kenarlarında yapılan 5 dakikalık egzersiz zihne çok yararlı oluyor. Yapılan "yeşil egzersizler"in özellikle stresli insanlara iyi geleceği görüşündeler.

Dünyada 600, Türkiye'de 100 tane Akdeniz foku var, bunlardan biri Muğla kıyılarında ölü bulundu. 3 kere kurşunlanmış olarak. Fokların yaşamını sürdürmesi için kıyılarda betonlaşma olmamalı, çünkü foklar kıyılardaki mağaralarda dinlenmek zorunda.

270 bin nüfuslu Nilüfer ilçesinden büyük bir proje. Bursa'nın Nilüfer ilçesi hane bazında en az karbon salan ilçe olmak için proje başlattı.Gerekli önlemler alınacak. Umarım bu ülkemize örnek olur.

Küresel ısınma, Türkiye sahillerine yumurtalarını bırakan deniz kaplumbağalarını da vuracak. Artan sıcaklıklardan dolayı üreme dengesi bozulacak ve dişi yumurta sayısı erkek yumurta sayısını geçecek.

Arjantin'de yaşayan Tito, 19 yıl boyunca tam 6 milyon bira şişesinden kendine bir ev inşa etti.Bu sabrı ve emeği kutluyorum.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı, yayınladığı raporda yeryüzünün geleceğini ele almış ve durum hiç parlak değil. İklim değişikliği, kuraklık ve orman yangınları geleceğimizi tehdit eden en önemli unsurlar.

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü bilim adamlarından müthiş bir icat: Doğada ve insan vücudunda çözünebilen ambalaj. Bu ambalajlar günümüz poşet vs şeylerin yerini alabilir. Ham maddesi mısır proteini olan bu ambalaj, gıdaları koruyucu özelliğe de sahip.Daha önce dünyada yapılan araştırmalarda kırılganlık sorunu varmış, bilim adamlarımız bu sorunu aşmışlar bu çalışmalarında.Üretim 3-4 yıl içinde başlayacak.

DenizTemiz Derneği yaptığı açıklamada denizlerimizdeki kirliliği gözler önüne sererek, en çok Karadeniz'e dikkat çekiyor. Çünkü Karadeniz, kıyı ükeler yüzünden en çok kirlenen deniz. Ve bu kirlilik Marmara ve Ege'ye taşınıyor.Türkiye'de 3225 belediyenin %86'sında arıtma tesisi yok, 804 belediyenin kanalizasyon şebekesi bulunmuyor, 96 belediye de hiç çöp toplamıyor...

"Mavi Yunus Çevre Dedektifleri". DenizTemiz derneğinin ilkokul 4-5 sınıflarına yönelik, toplumdaki çevre bilincini artırmak için yararlı bir proje.Öğrencilere eğitim verecekler, kıyı temizliği, arıtma tesisi ziyaretleri...Yani oldukça interaktif bir proje.

23 Haziran 2010 Çarşamba

Bilişim Haberler Haziran 2010

Wolkswagen, Bik.e adında elektrikli bisiklet üretti. Şarjı 20 km gitmenizi sağlıyor.En fazla saatte 20 km hız yapabiliyor. Hafif ve en önemlisi çevreci.

Filmlerden sonra gazetelerin de üç boyutlu olması planlanıyor. İlk adımı İngiliz gazetesi The Sun atıyor. Merakla bekliyoruz, tabi ilk önce 3D destekli tablet okuyucumuzun olması gerekli.

Su geçirmez, ısıya dayanıklı, darbelere dayanıklı bir fotoğraf makinesi...Bu yaz tam ihtiyacımız olack şeylerden biri. Pentax firmasınını yeni çıkardığı Optino W90, "dayanıklı" ve süper özelliklere sahip.

Apple firmasının çıkardığı tablet bilgisayar iPad bir ayda 1 milyon sattı. Daha çıkmadan insanları heyecanlandıran ve almak isteyenlerin uzun kuyruklar oluşturduğu iPad, başarılı olmuş görünüyor.

Eskiden web tarayıcısı denince akla İnternet Explorer gelirdi. Bir zamanlar pazar payı %95 olan IE, şimdi %60 pazar payına sahip. Bunun en büyük nedeni Firefox(%24.5) ve Crome(%6.7).

Günde 1 milyar videonun izlendiği Youtube, Türkiye yasağının 2. yaşını kutluyor(!).Yasak olmasına rağmen ülkemizde en çok tıklanan siteler arasında.

Samsung, daha az enerji harcayan bellek geliştirdiğini açıkladı. Böylece telefonlar daha uzun şarj sorunu yaşamayacak. Bu teknolojiyi telefonda kullanacak ilk firma olacak Samsung.

Reeder. Sahip olmak istediğim şey işte bu. E-kitap okuyucusu: Hafif, ince, göz yormayan, wi-fi destekli, dokunmatik ekran, Türkçe menü. Ve en önemlisi Türkiye'de internet üzerinden rahatça satın alınabiliyor.

Google'ın son bombası: Google Editions. Cihaz bağımsız olarak, internet olan her yerden indirebileceğiniz 12 milyon kitaptan oluşan bir kütüphane. Bu teknolojiyle Google'ın gelecek yıllarda, e-kitap pazar lideri Amazon ve Apple'ı geride bırakacağı söyleniyor.

Elektrikli arabalar gelecekte çok kullanılacağa benziyor. Bu araçlar o kadar sessiz ki, olası kazaları önlemek için her araca özgü bir ses bulunması planlanıyor.

İnternette alan adlarını düzenleyen Icann'ın aldığı tarihi kararla artık alan adları latin alfabesi hariç diğer alfabelerle de alınabilecek. İlk farklı alan adına sahip olanlar Araplar oldu. 20 alfabe sırada bekliyor.

Herkesi şaşırtan bir istatistik orataya çıktı iletişim sektöründe. Nisan ayında haberleşme harcamalarında düşüş yaşandı. Buna, GSM'de kontör yerine paraya geçişin neden olduğu söylenebilir.

kaynak: shiftdelete , ntv

22 Haziran 2010 Salı

kalp yoksulları müzesi

bazen içime eski hüzünler giriyor
ne kadar istemesem de
içimde gizli kalmış bir tebessümle karşılıyorum onları

sığındığım sıcacık yalanlar
kutuptaki yakacak gibi
buzu erittiğimi bilemeden
yakıyorum ateşi

kendimi kaybettiğimi fark etmeden senin oluyorum

geride kalan can kalıntıları
kalp yoksulları müzesinde sergileniyor

deniz manzaralı bir mezar
törenle toprağa geldik diye haykırıyor

ezberlerimizi unutup alkışlandık
yaşamadığımız duyguları kıskandık

hapsettiğim gözyaşlarını
miras bıraktıklarım reddetti
artık bensiz hayat
senin için yok

sadece bil istedim...

mc

infaz

tuttuğum sözlerin hepsini bıraktım
artık sonsuz değiliz
herşey olabilir

önüme çıkan başka yollar
yanımda duran yeni yol arkadaşları var falımda
üç vakte kadar

sakalım da var ama sözüme bakılmıyor
gece yatmadan önce zihin fırçalanmalı
yılda bir kez gece uyumamalı
uykuya diş bilemek için,
dişlerinle kanatmalı,
kana kana ağlamalı

ilmeğe dokunmalı
it o sandalyeyi!
infaz dediğin faili meçhul
ölüm mezara girmekten fazlası

ben,
içimde yüzlercesini yok etmiş katil
sıra beni yakalatacak cinayette

sen ,
gidiyorsun,
olacaklar sensiz olsun...

mc

19 Haziran 2010 Cumartesi

Türkiye'nin Ortadoğu sınavı

Tartışmalar 2003 yılındaki Irak işgali öncesine benziyor.

Herkeste 'şimdi ne olacak?' telaşı, bazılarında da korku var. Türkiye’nin İran’a yönelik yaptırım kararına 'hayır' oyu vermesinin, tüm dünyadan farklı davranarak yanlış yaptığı ve bedelinin ödetileceği söyleniyor.

Baştan söylemekte yarar var. Türkiye kendi içinde tutarlı olanı yaparak 'hayır' oyu vermiş ve doğrusunu yapmıştır. Riskli bir karardır ancak İran konusunda takas anlaşmasını zorlayarak İran’ı ikna ettikten sonra Güvenlik Konseyi’nde farklı davranması zaten beklenemezdi.

Evet ve hayırcıların dışında bir de çekimserler var tabii ki. Eğer Viyana Grubu takas anlaşmasını onaylasaydı, Türkiye’nin oyunun rengi çekimser olacaktı. Yani Türkiye hem İran’ı diplomasi masasında tutmuş hem de dünya ile birlikte hareket ederek İran’ı uyarmış olacaktı.

AMERİKA 'KIZGIN'
Evet, Amerika kızgın; bir şekilde Türkiye ile bu hesabı görmeye çalışacak. Ama ortadaki iki yüzlülüğü de unutmamak gerekiyor: İki haftadır bekleyen Viyana Grubu’nun Türkiye ve Brezilya'nın öncülüğünde İran tarafından sunulan takas mektubunu BM Güvenlik Konseyi kararından birkaç saat önce reddetmesine ne diyeceğiz?

İRAN MASADAN KALKARSA...
Burada önemli olan İran’ın bundan sonra nasıl tavır takınacağıdır. Eğer İran Türkiye’nin amacının tersine, masadan yani takas anlaşmasından kaçarsa, Türkiye’nin eli boş kalır. En büyük risk Türkiye’nin “diplomasi masasında tutmaya ve ikna etmeye çalıştığı İran’ın masayı terk etmesidir”.

BASKI POLİTİKASI İFLAS ETTİ
Ama unutmamak gerekir ki Amerika'nın 30 yıldır uyguladığı ambargo politikası sonuç vermedi, bu da vermeyecektir. Ayrıca, BM’nin, ABD’nin aldığı her karar karşısında İran halkının ortak bir refleks (rejim destekçisi ya da muhalifi) gösterdiği bilinir; dış tehdide karşı birlikte konur. Yani ABD’nin baskı politikası iflas etmiş bir politikadır. ABD bu polikitayla sonuç alamayacağını hala anlayabilmiş değil. Zaten ABD’nin derdi nükleer çalışmalar değil İran rejiminin kendisidir.

Meseleye dönecek olursak, Türkiye’de Amerika’nın tepkisinden korkanlar, Dışişleri Bakanı Clinton’un Türkiye’nin diplomasi yolunu zorlamaya devam etmesi yolundaki sözleri ile rahatlayabilir.

EKSEN TARTIŞMASI
Peki, Türkiye’nin eksenini kaydırıp yüzünü doğuya döndüğü tartışmaları niye bu kadar yoğunlaştı?

Zaten bu tartışma bir süredir vardı. Ancak İran’ı takas anlaşmasına razı etmesi, İsrail’in Gazze yardım konvoyuna yaptığı saldırı ve iyice gerginleşen ilişkiler, İran’a yaptırım kararı çıkması ve Türkiye’nin 3 Arap ülkesi ile imzaladığı Ortadoğu Birliği’ni çağrıştıran anlaşma bu şüpheleri artırdı.

DIŞ POLİTİKADA ÇEŞİTLİLİK
Evet, Türkiye şimdiye kadar yapmadığı bir şeyi yapıyor. Sırtını döndüğü bir bölgede bir güç olarak kendini göstermeye çalışıyor. Bu arada NATO; AB konusunda anlaşmaları devam ediyor. Bugüne kadar Batı ile imzaladığı herhangi bir anlaşmayı iptal etmiş değil. Dış politikanın çeşitlendirilmesinde ne zarar var?

Ayrıca, Türkiye İsrail’e tepki göstermekte haklıdır. Daha da fazlasını göstermelidir. Burada çekinecek ne var ki? Bu konuda eleştiri getirenlere cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye-İsrail ilişkilerini bir göz atmalarını ve bunun ilk kriz olmadığını, daha ağırının yaşandığını hatırlatmak isteriz. ABD’nin derdi Türkiye-İsrail krizinden çok İran’la olan yakınlaşmadır. Dikkatleri bu yönde tutmakta yarar var. Bölgede dinamikler değişti.

28 ŞUBAT VE SONRASI
Hafızalarımızı tazelersek: 28 şubat sürecinde Türkiye’de iç dinamikler, İran’ı Türkiye için (laikliliğin tehdit altında olduğu gerekçesiyle) tehdit olarak görüyordu. İsrail, İran’ın düşmanıydı. İç ve dış dinamikleri bir araya gelince ABD; Türkiye, İsrail stratejik işbirliğine gitti. Şu anda Türkiye’de artık ordu egemenliği sona erdi. İran Türkiye için tehdit filan değil, İsrail’in dolduruşuna gelecek bir durum yok.

HAMAS, EL FETİH VE TÜRKİYE
İnsanların kafasını karıştıran ise Hamas’a fazla angaje olup olunmadığı, El Fetih’e gerekli yakınlık gösterilmediğidir.

Türkiye’nin yapması gereken somut sonuçlar almak, mesela, El Fetih ile Hamas’ı masaya oturtabilmektir. Özellikle Hamas’ı Fetih’le anlaşması için tekrar masaya döndürmektir. Türkiye’nin gücünü aşmakla birlikte Hamas’ın elindeki Gilad Şalid’in serbest bırakılmasını sağlamak da bu çerçevede değerlendirilebilir.

SOĞUK SAVAŞ SONA ERDİ
Sonuç olarak Türkiye’nin önünde kolay bir süreç yoktur. Ama süreci okuyamayanların anlayamadığı da şudur: Artık soğuk savaş paradigması sona ermiş ve dünyanın her yanında farklı birliktelikler, ittifaklar ortaya çıkmıştır. Soğuk Savaş döneminde Türkiye ABD’nin sözünden çıkmamış, ABD’de darbelere, insan halkları ihlallerine, solcuların üzerinden geçilmesine göz yummuştur. Artık bu dönem geçmiştir. ABD’den kopuş söz konusu olmasa da ABD’nin Türkiye’ye ne tür “katkılarda” bulunduğunu biliyoruz.

Dış politikada realist olmak kadar duygusallık da geçerlidir. Duygusallık insanidir, vicdanidir. Alınacak kararlar sadece realizmin soğuk diplomasi koridorlarından geçmemelidir. Örneğin İran konusunda atılan adım hem gerçekçi hem duygusaldır; çünkü ambargo rejimi değil insanları vurmaktadır. Tıpkı Gazze’de olduğu gibi; tıpkı 1 Mart tezkeresinde olduğu gibi. Hele bu işi Ortadoğu’daysak realizm kadar duygusallık, vicdani olmaktır aslolan.

kaynak: 1

18 Haziran 2010 Cuma

maden kuyusu

kaç kat derine indin aşk çukurundan?
ölüm dediğin maden kuyusundan
bir nefes daha fazla yaşa
karanlığın koynunda
elbet bulursun adaleti
herşey düzgün gitmemeli
bitirdiğinde kendini


mc

okyanus altı krallığım

bu dertle de baş ettin çocuk,
elveda yalnızlık
artık kapılar sonsuz derece açık

şimdi görsünler gerçek gülüşümü,
şeytanı yok ettim
galibi olmayan bir savaştı kaderim

deniz altında bir öpücük
masum ama yanlış
yine de değdi

okyanusun derin yerleri
orada buldum ben gerçeği,
okyanus altı krallığım
bu dünyanın hakimi.

mc

16 Haziran 2010 Çarşamba

Türk askeri gibi asker istiyoruz

NTV Haber Müdürü Mete Çubukçu'ya konuşan Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi, "Bizim Irak'ta istediğimiz eğitimli profesyonel askerler, tıpkı Türk ordusunda olduğu gibi..." dedi.
Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El Haşimi, NTV Haber Müdürü Mete Çubukçu'nun sorularını yanıtladı.

Asya'da İşbirliği ve Güvenlik zirvesi için İstanbul'da bulanan Irak Cumhurbaşkan Yardımcısı Haşimi, iki ülke arasındaki ilişkilerin giderek geliştiğine değindi.

"Tarihsel, bölgesel ve küresel ölçekte incelediğimizde Türkiye Irak için bir ağabey gibi. İki ülke arasındaki iyi ilişkiler giderek gelişiyor ve ilişkilerin geleceği için de çok umutluyum" diyen Haşimi, Irak Türkiye ilişkilerinin iki noktada odaklandığını söyledi:
"Türkiye ve Irak ilişkilerinde çok önemli iki unsur var. Bunlardan bir tanesi ekonomi diğeri ise PKK sorunu. Ekonomik açıdan ilişkiler giderek gelişiyor. Türkiye'in Irak'a daha fazla yatırım yapmasını, ticari ilişkilerin daha da gelişmesini arzuluyoruz.

PKK KONUSUNDA KARARIMIZI VERDİK
Bizler Irak olarak PKK konusunda kararımızı verdik. PKK, Iraklı sivillere de zarar veriyor. Sınırı geçerek Türkleri öldürmeleri de bizim için bir problem teşkil ediyor, çünkü Türkiye bizim dostumuz. Her türlü önlemi almaya çalışıyoruz. Ama bu konuda Kürt yönetimine daha fazla bir görev düşüyor. Ancak askeri olarak profesyonel kadrolarımız olmadığı için yeteri kadar müdahele edemiyoruz.

SINIR ÖTESİ OPERASYONLARI ANLIYORUM
Türkiye'nin Kuzey Irak'ta yaptığı operasyonlar elbette bir rahatsızlık yaratıyor, ama bunu anlayabiliyorum. PKK'lılar sınırı geçerek Türkiye'e saldırıyor. Bu yüzden sınırın temizlenmesi gerekli. Bunun içinse özel eğitimli güçlere ihtiyaç var. Biz şu anda bunu tam olarak sağlayamıyoruz.

TIPKI TÜRK ASKERİ GİBİ ASKERLER İSTİYORUZ
Ekonomik ilişkiler konusunda umutlu olduğunu dile getiren Haşimi, Iraklı askerlerin terörle mücadele ve sınırların korunması konusunda eğitimlerinde de Türkiye'nin desteğinin önemine değindi:

"Şu anda kurulu bir hükümet olmadığı için ekonomik anlaşmalarda çok ilerleme sağlayamıyoruz, ama ileride özellikle gaz anlaşmalarında Türkiye ile önemli işbirlikleri yapmayı umuyoruz. Iraklı askerlerin yetiştirilmesi konusunda Türkiye bize her zaman olumlu davrandı, eğitim ve ekipman konusunda destek verdi. Türkiye bu eğitimler için ilk aday olarak öne çıkıyor. Iraklı askerler bir Türk akademisinde askeri eğitim alabilirler. Bizim Irak'ta istediğimiz eğitimli profesyonel askerler, tıpkı Türk ordusunda olduğu gibi..."

HÜKÜMETTE GÖRMEK İSTEMEDİĞİMİZ BİR GRUP YOK
Irak Cumhurbaşkan Yardımcısı, seçimlerden sonraki sürece de değindi ve hala bir koalisyon hükümeti kurulamamasının nedeni olarak Irak anayasasını gösterdi:

"Herkes anayasayı kendine göre yorumluyor, federal mahkeme de kesin bir karara varmıyor ve bu da süreci uzatıyor. Pazartesi günü parlemento toplanacak. 15 gün içinde bir başkan, sözcü ve başbakan seçilmek zorunda. Ama ben de gerçekten ne olacağını kestiremiyorum. Çok farklı sürprizler olabilir. Eğer politik gruplar arasında bir anlaşma olmamaya devam ederse, bu duruma bir çözüm bulması için Birleşmiş Milletler'i sorumluluk almaya çağırabiliriz.

Irak olarak arzumuz seçimin tüm galiplerinin yeni hükümette adil olarak yer alması. Kurulacak hükümette görmeyi istemediğimiz bir grup yok. Yeni hükümette herkesin adil olarak temsil edilmemesi durumunda bölge dengeleri bozulabilir. Sünniler, Şiiler ya da Kürtler sonuçtan memnun kalmazsa ne olacak, diye bir çok soru ile karşılaştım. Düş kırıklığı öfkeye, öfke ise şiddete sebep olur. Şu an için bu olasılık çok az, fakat eğer olursa olaylar kontrolümüzden çıkar. Biz barışçıl bir sürece inanıyoruz ve olayların kontrolden çıkması 7 yıldan bu yana bir çok fedakarlıkla kurulmaya çalışan politik süreç açısından çok büyük bir hata olur.

Haşimi, mevcut Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin koalisyon görüşmeleri yapmadığı yönündeki açıklamalara ise itiraz etti.

Haşimi, Irak'taki politik belirsizliğin, ABD'nin 2011'de Irak'tan çekilme planlarını etkileyeceğini düşünmüyor.

kaynak: 1

12 Haziran 2010 Cumartesi

Güncel Haberler Haziran 2010

Pakistan'da cehaletin son haddi görülüyor. Dört kız okuluna bombalı saldırı düzenlenmiş. İyi haber, saldırının okulun kapalı olduğu sırada yapılmış olması ve can kaybı olmaması. Durum o kadar vahim ki sağlık kuruluşları bombalanıyor, düğünlerde katliam yapılıyor...

Avrupa'da yaşayan Müslümanlar üzerine yapılan bir araştırmada, yoğun Müslüman(Türk) nüfusu olduğu için Berlin(Kreuzberg) seçilmiş, soru ise şu:"Kendinizi buraya ne kadar ait hisediyorsunuz?". Türkler kendilerini Almanya'ya ait hissediyorlar ama Almanyalı değiliz diyorlar. Bunun en büyük nedeni ayrımcılık, üçüncü sınıf insan muamelesi. Bu ayrımcılık kendini eğitim ve iş yaşamında fazlasıyla gösteriyor Almanya'da yaşayan Türkler için.

Boston'da 40 üniveriste, İstanbul'da 55 üniversite(sadece 8 devlet) var. Ve artık YÖK buna bir dur diyecek. Nasıl mı? Gelen tekliflere(şu anda 15 tanecik) dur diyerek. Tabi eğer bu yıl ki sınavdan sonra kontenjanlar dolarsa teklifleri değerlendirecekmiş.Kaliteli eğitim yok ,amaç herkes üniversite okusun!

Time dergisi "En etkili liderler" sıralaması yapmış ve tayyibimiz 17 . sırada. Hiç yakışmadı Recep bey.Birinci sırada ise yeni müttefikimiz Brezilya devlet başkanı Lula var.

İsviçre'deki Zürih Gölü'nün derinliklerinde  insan külü ile dolu kaplar bulundu.Nedeni ise göl yakınında bulunan klinik. Bu kliniğin amacı intihar etmek isteyen insanlara yardım etmek. İsviçre'de böyle klinikler varmış. İntihar turizmi olmasın diye devlet bu klinikleri yasaklamaya çalışıyor.

Kraliçe arı kovanı terk etti. 30 bin arı Kırklareli sokaklarında onu aradı. Arıların sahibi insanoğlu ise onları motosikletiyle takip etti ve sepete sokmayı başardı ve dünya kurtuldu.

Amerikan ordusu nasıl yenilir? Cevap çok basit: Onları obez yapın, savaşamasınlar. ABD'de emekli iki komutan, Amerika'da gençlerin çoğunun yakında savaşamayacak kadar şişmanlayacaklarını ve bunun ordu için büyük tehdit olduğunu belirtmişler.

Ve son haber ülkeme yakışan trajikomik bir hikaye. Aydın'da festival kapsamında düzenlenen konserde herkes canlı yayında olduklarını sanıyorlardı. Oysa 12 bin kişi kandırılmıştı. 3 saat boyunca canlı yayında olduklarını sananlar, gerçeği bir gün sonra anladı.

kaynak: ntv

10 Haziran 2010 Perşembe

dün seni unutmuşum

kurumuş dudaklarım
öpüşüne hasret,
kafamı kaldırınca
arşa değer elbet,
dün seni unutmuşum
bu neye alamet?
sarsılınca evren
sonunda geldi kıyamet...

mc

8 Haziran 2010 Salı

daha

affet beni
tam bir yıldır tuttum kendimi
belki hata kendini göstermemekti
bilemedim kalbim seni nasıl böyle sevdi

evvel bana haberin geldi
seni sevdiğimde herşey iyiydi
kendimi kaybettiğimde dünyam senindi
şimdi,
bitti gibi
belki

sen ki
bütün mucize kelimelerimin sahibi
sevemedin beni

güzelliğinin ağırlığını taşıyamam sevgili
ben bende değilim ki
bilirsin unuttuk verilmiş sözleri
kandırıyorum kendimi
unuttum diyorum
birbiri ardına gelen cümleleri
yitik adam
kadın yoksun aşktan
aynı dili konuşmayan yüksek sesler

kim bilirdi
sensizlik de aşkla gelecek

artık biliyorum
yalanın koynunda gerçekler saklı,
ve buldum sonunda
senden bir tane daha.

mc

5 Haziran 2010 Cumartesi

Biz İyi Niyetliyiz

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mihmanpervez Uranyum Takası Anlaşması'nın ayrıntıları için Türkiye'deydi ve NTV'nin sorularını yanıtladı.İran, Türkiye ve Brezilya ile imzaladığı Uranyum Takası Anlaşması'nın ayrıntılarını içeren mektubu Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na sundu.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin Mihmanpervez takas anlaşması konusunda bu aşamadan sonra bahane kalmadığını ve deklarasyonda bulunan 10 madde dışında yeni bir koşulu kabul etmeyeceklerini söyledi.
Mihmanpervez, NTV Haber Müdürü Mete Çubukçu'nun sorularını yanıtladı...

Takas anlaşması kabul edilir ancak Birleşmiş Milletler'in yaptırımları gündeme gelirse İran'ın tavrı ne olacak?
Tahran bildirisi İran, Türkiye ve Brezilya'nın yapıcı işbirliğinin sonucudur. Biz resmi anlamda çok büyük bir işe imza attık ve en kısa zamanda aralarında Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Fransa'nın bulunduğu Viyana grubunun kendi görüşlerini açıklamalarını bekliyoruz.

İran bu süreçten umutlu mu?
Tahrip ve tehdit edici sözleşmeler olumlu bir adım olmayacaktır. Biz bu konuda çok iyi niyetliyiz. Herkesten de aynı iyi niyeti bekliyoruz. Bağımsız ülkelerinde bu takası desteklediğini biliyoruz. Örneğin Tacikistan'daki İslam Konferansı Teşkitlatı Toplantısında 57 İslam ülkesi bu bildirgeyi onayladılar.

Farklı bir taleple gelirlerse bu anlaşma bozulabilir mi?
Biz resmi mektubu da gönderek işe başladık, birlikte bir deklerasyon ilan edildi. Herhangi bir talep için mantıklı ve güçlü bir nedenleri olması gerekiyor. Biz bir an önce bu değiş tokuşu işleve koymalarını istiyoruz. Biz bildirinin icra safhasına ulaşmasını istiyoruz. 10 maddelik bildiride tüm konulara değinilmiştir. Bu bildirgeye istinaden bir anlaşma yapılması lazım. Eğer Viyana grubu bunu kabul ederse ve bu çerçevede bir anlaşma olursa konu kalmamıştır. Zaten bazı konuları Türkiye ve Brezilya bizimle konuşarak, ABD Fransa gibi ülkelerin sorularını aktardılar. Batılı ülkelerin önderleri ve hatta Rusya, bu önerilerin Tahran'a bildirilmesi tavsiye etmişlerdir, Sayın Erdoğan da bunu bize bildirmiştir bu aşamadan sonra bahanenin yeri yoktur.

Herkes şunu merak ediyor: Gerçekten İran'ın elinde 1200 kg'dan fazla zenginleştirilmiş uranyum var mı? 2000 kilodan bahsediliyor...
İran'daki reaktörümüz için yakıt gerekiyor. Reaktör'ün uranyum gereksinmesi için 120 kg yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum gerekiyor, bunun için biz de yüzde 3.5 oranında zenginleştirilmiş 1200 kilogram tahahhüt ettik. Bildiride bahsi geçen miktar uzmanların belirlediği eskiden anlaşılan miktardır. Takas anlaşması da bu kadar miktarı içermektedir.

İran Meclis Başkanı Ali Laricani "Birleşmiş Milletler ve Amerika bir maceraya kalkışırsa tüm çaba boşa gider" şeklinde bir açıklama yaptı...
İran İslam Cumhuriyeti kesin bir şekilde bu bildiriyi destekliyor. Meclis bu anlaşmayı onaylamıştır. Deklerasyonadaki maddelerin hayata geçirilmesine kesin gözülye bakılıyor. Bu anlaşma yeni bir işbirliğinin işaretidir. Sadece İran açısından değil. Bu Türkiye ve Brezilya'nın içinde bulunduğu iyi niyet projesidir. İyi niyetli olarak bu deklarasyonun gerçekleşeceğini ümit ediyoruz. Karşı taraf hazır olduğunu ilan ederse işbirliği gerçekleşir ve ortam da daha yumuşar, gelecekteki iş birliklerinin zeminini de böylece hazırlayabiliriz.

Türkiye'nin çabasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye ile yakın, samimi, kardeşçe ilişkilerimiz var. İran ve Türkiye hem bölgede hem de dünyada güçlü ve etkili ülkelerdir. İran, Türkiye ve Brezilya arasındaki işbirliği, gelecekte diğer ülkelerin de işbirliklerine örnek olacak düzeydedir. Bu bölge için çok önemlidir.

kaynak: 1

1 Haziran 2010 Salı

yalanlar

bir hikaye anlatıldı geçenlerde
kelime haznesi geniş olanların anlayacağı

beni görünce seni soruyorlar
seni görünce beni

dudaklar mola vermeden kıpırdıyor
ahali çıt çıkarmadan dinliyor
insanlar başka yalanlar istiyor

sana ulaşamamaları için onlara hikayeler anlatmalıyım

ben tek tek onları kelimeler zindanına hapsederken
arkana bakmadan kaç
kurtuluş için, hikayelerimiz ayrı düşmeli
ben kırmızı balık
sen pamuk prenses
farklı düşmanlar, başka hayatlarımız olmalı

kaybolduğunda yolda karşına çıkacak ilk kişiye güven,
aşka düş,
başka türlü beni anlayamazsın

yıllar sonra bir mekan bize ev sahipliği yaparsa
içimdeki bütün herşeyini anlatan bir kitap bırakacağım önüne
belki bu sefer sende oynamak istersin
kalbim sende oyununu

durak geldi
inmeliyim artık,
elveda...

mc