29 Ekim 2012 Pazartesi

memleket mezarlığı

tanıdıklar diyarında
memleket havasıyla
mezarların arasında
uçuşan saçlarıyla
ağladı yokluğuna
dayanamadı yaşayanlardan gelen insanlık kokusuna..

mc

22 Eylül 2012 Cumartesi

duvara dönen kızlar

daha evden çıkmadan kulaklığı taktım
bu seferki yol arkadaşım Ceza.

yeni aldığım ayakkabıları dikkatle giydim.
oldukça özenliyim
çünkü bir önceki ayakkabım, daha eskitemeden çalındı.

yoğun iş temposundan kaçabildiğim nadir hafta sonlarından birinde
tek başıma uzun bir yolculuğu göze alıp
-öyle ki, kıta değiştiriyorum-
şakayla karışık öldüğümde gömülmek istediğim yere gittim
dünyayı taşıyan dünyadaki tek caddeye.

asansör beni kabul etmedi.
bende onun nazını çekecek halde değildim.
merdivenleri tercih ettim.

henüz başıma gelecekleri bilmiyordum.
henüz buraya yazacak kadar
yol boyunca düşünecek kadar
bir hafta geçmesine rağmen etkisini yitirmeyen
"o an" ın farkında değildim.

ta ki dış dünyaya açılan evimizin son kapısını geçerken fark ettim.

merdivenler bitince uzun koridor başladı.
koridorun sonunda iki küçük kız..
fısıldaşıyor ve gülüşüyorlar..
hayatlarının en güzel döneminde olduklarını farkında değiller.
ve de farkında olmadıkları çok şey var.

önemli değil ama ikisinin de başları kapalı.
bunu yadırgamadım.
çünkü bu onların seçimi değil.

sonunda onlar da beni fark etti.
ve yaptıkları şey beni şok etti.
beni görür görmez duvara döndüler ve sustular.
ancak kapı kapanınca "normal" hayatlarına döndüler.

şoku atlattıktan sonra ilk düşüncem
saklanmaları gereken erkeğin ben değil
onların hayatındaki en büyük kahramanları olan babalarının olmasını istedim
bence babalarından kaçmaları gerekir

bu olay bana işin ciddiyetini gösterdi
bu olay bana canım milletimizin ne kadar koyun olduğunu gösterdi
aynı zamanda gelecek yıllarda milletimizin
gelecek yeni iktidarlarla birlikte
yeri gelirse mini etekli - içkili
yeri gelirse başı kapalı - eve kapalı
yeri gelirse kürt-ermeni-yahudi düşmanı - dostu olabileceğini gösterdi

her geçen yıl
kişisel düşüncelerimiz oluşuyor ve giderek sesler yükseliyor
ama ne olursa olsun
her zaman , hep tek düzeliğe koşuyoruz
içki içse de
başı kapalı olsa da
kürt-ermeni-yahudisi sana kalleşlik etse de
acısını herkesten çıkarıyoruz

hatta kendi evladımızdan
canımızdan kanımızdan
kendi kızımızdan bile..

2 Eylül 2012 Pazar

uzun bi aradan sonra

Aslında ben hala
Bayram zamanında
Berber kuyruğunda
Bir kel kafayla
Sırf arkadaşım diye kalfa
Feda ettim saçları

Gençlik çağlarında
Bir sigara
Dumanının hatrına
Büyüdük ya
Yanlış yapmalıyız mutlaka
Yoksa çekilmezmiş dünya

Hadi
Bir gül dikeni
Dedik ya, kan gerekli
Akıt kardeşlik için bedeninden bir damla içki
Şarap misali, yaşlansın dostluklar
Bitemesin uzaklıklar karşısındaki harbi

Gitti ...
Benimki
Ne ara bitti bizim dizi?
Bir son bile yazamadık ki
tekrarı vardır belki.
Yerini almıştır şimdi
her daim hazırdır yüreği
yeni sevdalanmalar bekle, emi.

mc

30 Ağustos 2012 Perşembe

Ertuğrul Özkök












Asla Arkana Bakma

Asla Arkana Bakma
Tess Gerritsen
Martı Yayıncılık
Nisan 2012
343 Sayfa
Puan : 8

Hayat insanı yalanlara alıştırabilir ama ben içimdeki sesi dinleyip bu sahte dünyanın dışına çıkacağım…

O ses ısrarla ölmediğini söylüyordu; efsanevi pilot Wild Bill Maitland, yani babam, acımasızca hazırlanmış bir oyuna alet edilmiş olabilir miydi? Yaşanan trajedinin üzerinden yirmi yıl geçmesine rağmen gerçekleri gün yüzüne çıkarmalıydım; daha dün gibi hissettiğim hüznü dindirmemin tek yolu buydu. Ama izlerin peşine düştükçe birileri hunharca öldürülüyor, geçmişe doğru attığım her adımda biraz daha dibe çöküyordum. Tek başımaydım, güçsüzdüm ve etrafımda güvenebileceğim kimse yoktu; ta ki onunla karşılaşana kadar…

Romanları dünyada milyonlarca okuyucuya ulaşmış usta yazar Tess Gerritsen, alışık olduğumuz tarzının dışına çıkarak bizleri bambaşka bir yönüyle tanıştırıyor. İçine romantizm de serptiği macera yüklü kitabı Asla Arkana Bakma heyecan ve gerilimin sınırlarını zorluyor.



Kitaptan Bölümler :

"İşte, kanserin en iyi yanı da bu. İnsanın yarım kalan işleri, yanıtlanmamış soruları bir sonuca ulaştırmaya vakti oluyor. Babam da başlı başına yanıtlanmamış bir soru."


"İşin üzücü tarafı şuydu ki , o hiçbir zaman bir efsanenin kızı olmak istememişti. Onun Vahşi Bill'den istediği şey yiğitlik, cesaret veya kahramanlık değildi.
İstediği şey, hepsinin ötesinde bir babaydı."


"Ona aşık olmam sadece bir ayımı aldı, çekip gidişini seyretmem bir yıldan fazla. Öğrendiğim tek şey, ilişkinin tek bir günde bitmediği. Sevgililerin çoğu ayağa kalkıp öyle aniden çekip gitmiyor. Bunu yavaş yavaş, adım adım, her seferinde inciterek yapıyorlar. İlk olarak, 'Evlenmek şart mı ki, sadece bir kağıt parçası,' diye başlıyorlar. Bunu, 'Bir insan nasıl sonsuza kadar söz verebilir ki?' takip ediyor. Belki de bu işi babamın yaptığı gibi ele alınması en iyisi. Mazaret yok. Sadece çekip gitti."


"'Sana küçük bir tavsiye, Guy,' dedi. 'Sakın oğlundan vazgeçme. Bu terk edilmiş bir çocuğun tavsiyesi, babalar değerli varlıklardır.'
...
'Bazı şeyler vardır ki çocuklar asla unutmaz.'
'Ya da affedemez.'"


"İnsanın sevdikleri tehlike altındayken savaşın şekli değişiyor, öyle değil mi?"


"Willy, neden sürekli kadınların affetmek zorunda olduğunu merak etti."

Samizdat

Soner Yalçın
Samizdat
Hakikatlere Dayanacak Gücünüz Var mı?
Kırmızı Kedi Yayınevi
Nisan 2012
549 Sayfa
Puan :

Benim ülkemde; düşünce hayatın düşmanı, kötülüğün simgesi olarak görülür. Düşünsel değerlere tutkuyla bağlı, soru soran - arayan - kovalayan zihne sadece düşmanlık edilir. Düşünen insanın korunağı yoktur…

Benim ülkemde; iktidar ve güç uğruna hiçbir şeyden çekinmeyen her zorba güç, yalnızca kendi isteğinin onaylanmasını, gururunun okşanmasını ister…

Benim ülkemde; kafasıyla değil, ağzıyla konuşan yorumcular - açıklayıcılar, gerçekleri başka kalıplara sokarak özgürlüğü çürütmenin gönüllü aracılığını yaparlar…

Benim ülkemde; bir gazeteci - yazar hapse atılarak yayınevine, gazetesine baskı yapılarak, sonsuza kadar sessizliğe - unutuşa mahkûm edilmeye çalışılır…

Ama benim ülkemde; gerçekler de inatçıdır.
Mutlaka yazılır.
SAMİZDAT gibi…

SONER YALÇIN
Silivri Cezaevi


Kitaptan Bölümler :

"...Salonda, annemin fotoğrafıyla göz göze geldim. On yıl önce kaybetmiştim. Ölüm bir hayata son veriyor ama ilişkiyi bitirmiyor. Kimi ruhlar kaçar gibi uzaklaşır bedenden, kimi ise bırakmak istemez. Doktorun, "Alın götürün, pek ömrü kalmadı" demesinin üzerinden yirmi yıl geçtikten sonra vefat etti annem. Yaşam tutkumu ondan almışım. Şimdi fotoğrafıyla moral veriyor oğluna..."


"Küba/Havana yakınlarındaki eşsiz doğa içindeki Hemingway'in evine hayran kalmıştım. Evin her yanı kütüphaneydi; tuvalette bile kütüphane vardı. Anlamıştım; bütün yaratıcıların ebedi bir rüyası vardı:  Zihinsel gücü dağıtmadan, rahatsız edilmeden çalışacakları bir ev."


"Aslında herkes-hepimiz Ergenekon'a inanmak istedik. Devlet, içindeki pisliği kaldırıp atsın istedik.
Suikastçılar, provokasyon tertipçileri bulunsun istedik.
Faili meçhul cinayetler aydınlansın istedik.
Bunları kim istemez... 25 yıllık gazetecilik hayatım bunları yazmakla geçti. Kaç gazeteci vardı benim gibi, bu karanlık odaların ortaya çıkarılması için çaba sarf eden? Halk, karanlık olayları gerçekleştirenlerin tek tek yakalanıp yargıya hesap vereceğine inandı.
Sonuç:
Koca bir hiç. Çünkü bu bir yalandı. Ve maalesef bir avuç insan dışında herkesi inandırdılar. Aldattılar. Göz göre göre, bir çocuğu kandırır gibi yaptılar bunu.
"Ergenekon" bir terör örgütü adı değildi, bir intikam aracıydı. AKP'ye, cemaate kim muhalifse zindana atıldı; üstelik doğru dürüst bir kanıt aranmaksızın, delil imal edilerek...
İnsanların iyi niyetlerini sömürdüler.
Oysa...Gladio yine sahnedeydi. Yeni bir Türkiye dizayn etmek istiyorladı. Ortadoğu'da koçbaşı misyonu yapılacak bir Türkiye. Oyunbozanlar Silivri'ye atılmalıydı; kah gazeteci, kah aydın kah asker. Sırbistan'da, Gürcistan'da, Ukrayna'da yapılanların benzeriydi aslında tüm bunlar. Bu kez büyük oyunun piyonu Cemaat'ti.
Polisiyle, savcısıyla, gazetecisiyle , yazarıyla, politikacısıyla Cemaat yetiştirmesi altın nesildi. Cemaat'in büyük ideali Altın Nesil Projesi büyük bir suça dönüştürüldü. Yoksul ailelerin soylu ruhlu çocuklarından günahkarlar yarattılar, kör bir gücün piyonu yaptılar. Kötülüğün simgesi haline getirildiler.
Evet... Sizin hayat deneyiminiz başkasının tecrübesi olmuyor; acı gerçek bu. Herkes yaşayarak kendi tecrübesiyle öğrenecek bu pis tezgahı/kumpası... Küstah bir cahilliğin, zihniyet zorbalığının müfrezesi Cemaat'in neler yaptığını umarım insanlar başlarına gelmeden öğrenir.
Şimdi yeni kurbanlar bizlerdik. Biz; habercilikte inat eden gazeteciler... Odatvciler..."


Sanılıyor ki despot yönetimler sadece askeri darbelerle iktidara gelir. Hayır, seçimle de gelebilir. Türkiye'de kimi çevrelerin dayatmasıyla sadece "araca" bakıp "sonucu" görmek istemediler. Oysa dün askere yaptırılan bugün Cemaat eliyle polise, savcıya, hakime yaptırılıyordu.

12 Mayıs 2012 Cumartesi

Beğendiğim Fotoğraflar

 Aile içinde teşekkür olmaz , yabancıya teşekkür edilir . Oktay Mahmuti...


 Galatasaray erkek basket takımı CSKA'ya ilk yenilgisini tatırıyor.


 Real Madrid takımından ezeli rakipleri Barcelona oyuncusu Abidal'e destek..


 Real Madridli futbolcular şampiyonluğu kutluyor , Jose Mourinho ise hakettiği yerde ..


 Roger Federer'in 73. kupası ve eminim daha çok kupa kazanacak...


doğum günün kultu olsun Taffarel ...

Beğendiğim Fotoğraflar

 Güney Afrikalı 17 yaşındaki Boipelo Ndaba, ülkede apartheid rejimi sırasında asılanları temsilen Johannesburg'daki Apartheid müzesi'nde sergilenen 131 ilmiğin önünde. (AP Photo/Denis Farrell)


 herşey pahalı , çok pahalı ...


 aşkın evreleri...


 rap benim hayat felsefem , rap benim için doğrular ve ufkumu aydınlatan parıltı, ben onu USTA'sından öğrendim ..


Çarşı , zaman aşımına karşı ...

28 Nisan 2012 Cumartesi

pehlivan amca

mavi gözlü dev'e...
kahramansız kalan yel değirmeni savaşçısından ...

denize hükmeden gözlerini anımsıyorum
bir de her zaman bana söylediğin o cümleyi, o gür sesinle :
"Pehlivanım, aslanım, büyüyünce çocuklarına anlat, bir pehlivan amcam vardı, beni çok severdi" diye

kahramanım olmaya en büyük adaydın,
çok iyi bir insan,
yoksunluğunu her daim hissettiğim dedemdin.
yanında ne küçük kalırdım
hiç gitmeyeceksin sanırdım

ben seni anlatmak istiyorum pehlivan amca
sanki yıllar önce verdiğim bir sözü tutmak niyetiyle
uzun bir aradan sonra ekran karşısına geçiyorum

aklıma düştün birden
hayat boş gelirken
yüzümü gülümsettin
dilerim bana göstermediğin acıların son bulmuştur

sen temiz kalandın
anımsayamıyorum kim kimi terketti
beni acılar mahvetti
seni kimsesizlik katletti

boşlukları doldurduk,
değer kattık günlük ömürlere

sürekli durdum yazarken
kimi zaman aktım
ak saçların geldi gözümün önüne
ne muhteşem birliktelikti senin yüzün
mavi-beyaz bayrağı vardır belki de terk ettiğin bulgar yurdunun

bitmiyor pehlivan amca
ne yazılar
ne acılar
ne de mutluluklar ...

dilerim ömrün uzun ve güzel
dilerim gönlün genç ve delikanlı
dilerim her daim çevrende çocuk çığlıkları ..

mc

Hollanda Sanatının Altın Çağı

Karanlıkla Işığın Buluştuğu Yerde… 
Rembrandt ve Çağdaşları - Hollanda Sanatının Altın Çağı
Sakıp Sabancı Müzesi


Sergi, Rembrandt’ın yanı sıra, Hollanda resminin önde gelen isimlerinin bulunduğu 59 sanatçıya ait 73 tablo, 19 desen ve 18 obje olmak üzere toplam 110 eserden oluşuyor. Sergide ayrıca, yüzyıllar boyunca karanlık bir figür olarak kalan, eserleri uzun süre başka sanatçılara atfedilen ve yalnızca 35 eseri bilinmesine rağmen, dönemin en büyük isimleri arasında gösterilen Johannes Vermeer’in “Aşk Mektubu” adlı eseri de yer alıyor. Frans Hals, Jan Steen ve Jacob van Ruisdael gibi pek çok büyük ismin eserlerini de ağırlayacak sergi, dünya resim tarihinin en heyecan verici dönemlerinden biri olan Hollanda Sanatının Altın Çağı’nı tüm ihtişamıyla gözler önüne seriyor.

Geri/Ye/De Kalan

Şafak Taner 
Geri/Ye/De Kalan Fotoğraf Sergisi
10 Nisan - 6 Mayıs 201
Galeri G-art -  Maçka - İstanbul

15 adet, metrelik renkli ve siyah-beyaz baskıdan oluşan serginin en ilginç yanı gerçeküstü bir zaman ve forma sahip görsellerin hiçbirinde dijital manipülasyona yer verilmemiş olması ve fotoğrafların tamamının gerçek görüntülerden oluşması. Taner, sergi kurgusunda ayrıca performans niteliği taşıyan interakif bir projeksiyon tekniğini de kullanmakta.

"Tuttuğum günlükleri birkaç zaman sonra geri dönüp okumaya çalıştığımda, el yazımın çirkinliğinden hiçbir kelimeyi çözümleyemediğimi farkettim ve o an fotoğrafla kendi tarihimi kaydetmenin en doğru yol olduğuna karar verdim." diyen Şafak Taner, sergisini mizahi bir tavırla tanımlıyor. Taner'in bu sergiyle ulaşmak istediği nokta, günlük hayatın kaydedilmesi için fotoğraf çekmenin aslında fotoğrafın en temel amacı olduğunun ortaya konması.

kaynak: ntv

25 Mart 2012 Pazar

Çin Filmleri Haftası

22-29 Mart

İstanbul Modern Sinema, Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliği işbirliğiyle ve 2012 Türkiye'de Çin Kültür Yılı kapsamında, Ejderha Yılı’nı Çin sinemasından yedi filmi bir araya getiren bir programla kutluyor.

*Tüm filmler Türkçe altyazılıdır.

Filmler
Program

18 Mart 2012 Pazar

2. Uluslararası Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Festivali


Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi ile Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Vakfı'nca ''2. Uluslararası Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Festivali'' kapsamında gerçekleştirilen ''Uluslararası Yılmaz Güney Karikatür Yarışması'' sonuçlandı.

''Sinema'' ve ''Yılmaz Güney Portreleri'' olmak üzere iki dalda düzenlenen yarışmaya 35 ülkeden toplam 356 eser katıldı.

Yarışmada, ''sinema'' dalında seçilen 40 karikatür ile ''Yılmaz Güney Portreleri'' dalında seçilen 20 karikatür, 20-30 Mart tarihleri arasında Beyoğlu'ndaki Mephisto Kitapevi'nin Sergi Salonu'nda görülebilecek.Fotoğraf sergisi ise 10-20 Mart arası gezilebilir.


Karikatür Yarışması Sonuçları
Fotoğraf Yarışması Sonuçları 


Facebook
Twitter
Youtube

kaynak : ntvmsnbc , yılmazguneyksf

Van GoghAlive Dijital Sanat Sergisi

100. yılında yenilikçi bir projeye imza atan Abdi İbrahim'in önderliğinde Singapurdaki dünya prömiyerinin ardından ilk kez Türk sanatseverlerle buluşan, geleneksel sanat ve modern teknolojinin sentezlendiği Van GoghAlive, dev ekranlar, duvarlar, kolonlar, zemin ve hatta tavanı kaplayan 3000'den fazla dev boyuttaki Van Gogh görseliyle, ziyaretçilerine geleneksel müze ziyaretlerinde bildiklerini unutturarak sanatla olan bağlarını değiştiriyor. Van Gogh Alive, ışık, renk ve seslerin etkileyici uyumunu kullanarak duyuları uyarırken, bir serginin nasıl olabileceğine dair oluşan tüm düşüncelere meydan okuyor.

Sergi, ziyaretçilere dahi ressamın fırtınalı hayatını kronolojik olarak göstermek için güçlü bir klasik müzik kullanıyor. Harekete geçiren bu müzik, Van Gogh'un hikâyesinin duygusal yönlerini yansıtarak, sanatçının muhteşem kariyeri boyunca yansıttığı sanatını ve ruh halini daha zengin bir deneyimle ziyaretçiye sunma olanağı sağlıyor.

Van Gogh Alive Digital Sanat Sergisi, 10 Şubat - 15 Mayıs 2012'de İstanbul Karaköy, Antrepo 3 ve 15 Ekim - 30 Aralık tarihleri arasında ise Ankara Cer Modernde ziyaretçileriyle buluşuyor.

Sergi Pazartesi günleri hariç saat 11.00 - 19.00 saatleri arasında ziyaretçilere açıktır. Bilet satışları Biletix ve Antrepo 3 gişelerinden yapılmaktadır.

Abdi İbrahim firmasından yapılan yazılı açıklamada, açılışından bu yana geçen bir ayda 50 bin ziyaretçinin sergiyi izlediği belirtildi.




kaynak : ntvmsnbc , facebook

Akbank 8. Kısa Film Festivali

20 ülkeden 110 film, 40 seans, 11 söyleşi ve atölye çalışması, sinema dünyasından 21 konuğun yer aldığı Akbank 8. Kısa Film Festivali’nin kapısı 10 gün boyunca herkese açık olacak ve tüm etkinlikler ücretsiz olarak Akbank Sanat’ta izlenebilecek. Ayrıca seanslara geç kalanlar için film gösterimleri, Akbank Sanat’ın cafesinde de eş zamanlı olarak gösterilecek.

Her geçen yılda biraz daha büyüyen, etkinlik çıtasını biraz daha ileri taşıyan festival gösterimlerin yanısıra sinema öğrencileri ve festival izleyicileri için sinema sektöründeki deneyimli isimlerin birikimlerini aktardığı çeşitli atölye çalışmaları ve söyleşilere sahne olmaktadır. Kurmaca ve belgesel film alanlarına ek "Deneyimler", "Kısadan Uzuna", "Özel Gösterim" ve "Canlandırma Kısalar" bölümlerini programı kapsamında yer veren Festival, her yıl on gün boyunca Akbank Sanat'ta gerçekleşiyor. Festival kapsamında kurmaca ve belgesel film alanlarında yarışmaya evsahipliği yapan Akbank Kısa Film Festivali'nde tüm etkinlikler izleyiciye ücretsiz olarak ulaşıyor.

FESTİVAL KISALARI
KISADAN UZUNA
DENEYİMLER
BELGESEL SİNEMA
ÖZEL GÖSTERİM
CANLANDIRMA KISALAR
ULUSLARARASI BÖLÜM
YARIŞMA DIŞI GÖSTERİM

FESTİVAL KISALARI
Festivalin yarışmalı bölümüne bu yıl 272 film başvurdu. Ön değerlendirme sonucunda finale kalan 20'si kurmaca ve 10'u belgesel olmak üzere toplam 30 film, "Festival Kısaları" bölümünü oluşturuyor. Ocak 2011 sonrası prodüksiyonlardan oluşan bölümde filmler İngilizce altyazılı olarak gösteriliyor.

Program
Söyleşiler
Atölye Çalışmaları

Söyleşi
22 Mart Perşembe - 18.30
"Belgesel Sinema"
Can Dündar

kaynak : ntvmsnbc , akbanksanat

9 Mart 2012 Cuma

GSStore Tasarım Yarışması

‘Yenilikçiyim, Ben Farklıyım’ Diyorsan Tasarımlarını Oluştur, GSStore İle Yaratıcılığını Konuştur!

Moda trendlerini yakından takip ederek taraftar modasında güncelliği her zaman koruyan GSStore; spor tekstilinde moda yaratabilecek yeni tasarım ve tasarımcıların ödüllendirileceği bir yarışma başlatıyor!

GSStore 2012 İlkbahar Tasarım Yarışması ile GSStore, yaratıcı zekasına güvenen tüm tasarım meraklılarının ilgisini çekecek bir yarışma düzenliyor. Yarışmanın konusunu; “Galatasaray”, “Galatasaraylı Olmak”, “Adil Oyun (Fair Play)” temalarından herhangi biri veya bu temaların bileşimi oluşturuyor.

Başvuruların gerek online gerekse posta yoluyla 22 Mart 2012 günü saat 23.59’a kadar yapılabileceği GSStore 2012 İlkbahar Tasarım Yarışması;
- T-Shirt Tasarımı,
- Atkı / Kaşkol Tasarımı
- Alternatif Ürün Tasarımı olmak üzere 3 kategoriden oluşuyor.

Detay ve koşullar

3 Mart 2012 Cumartesi

DW and you !

Alman Deutsche Welle haber sitesi, Türkiye - Almanya ve dünya haberlerini takip ettiğim çok güzel bir site. Yenilenen sitesi ve politikasıyla , dünyada daha çok noktaya ulaşmak istiyor. Bu amaçla, yeni DW logosuyla çektiği fotoyu yollayanlara hediye veriyor.
Tek yapmanız gereken yeni DW logosuyla beraber çektiğiniz bir fotoğrafı mydw@dw.de adresine yollamak.

Ödüller oldukça güzel : 3 iPad ve 20 Nokia Lumia 710 akıllı telefon.
Son tarih : 15 Mart 2012
Ayrıca gönderilen fotoların bir kısmı şu adreste yayınlanıyor : www.dw.de/mydw

İyi şanslar ...

türKürdü

vurdu
çünkü türkü kürdü farketmiyordu

sustu
kürkü beş para etmiyordu

durdu
çünkü vicdanı el vermiyordu

doydu
yüreğini aldığı canlarla dolduruyordu

mc

11 Şubat 2012 Cumartesi

aşkın evreleri

şair,
bu şiirde kaybettiği ruhunun yasını tutuyor ..


sana değil,
yazdıklarım,
üstüne alınma sakın.
bu şiir yüreğinde aşkı taşımış şanslı yürekleredir..
ki onlar
ne kin tutmuş
ne de kan kusmuş
ve de gün olmuş
ruhunu yitirmişlerdir

erkek, önce yaşamak ister aşkı
taşımak ister yüreğinde
bağırır şaka yollu
sağır yüreklere:
"ey Şems!
nerdesin?"

"Mevlana'm,
sen misin?"
gelen cevap ürkütür
aşk için ölmek gerekir mi diye?

ne kadar çok seversen
o kadar çok ölüyorsun bir bakıma
bir uçtan zaman aktıkça
diğer uçtan yaklaşıyorsun kaçınılmaz sona

"beni o kadar çok seviyordun ki,
bu ikimize de yetiyordu " der
ve çeker gider
o giderken , ruhun bedeni terkeder

sessizlik başlar
ya da sensizlik
eski yürekler çıkarılır en karanlık köşelerden
geçmişe sarılır herkes
zavallı yedek yürekler

sitemlerle devam eder kervan
"unutma! yeni gelen daha fazla alacaktır." gibi cümleler
ama her seferinde unutulur
yenileri gelince eskiler

aşkın kaç evresi vardır , bilmem
hepsini görmesende
mutlak uğrarsın en güçlüsüne
her daim yanlızlık senfonisine

ki ben kaç kez kalbimi şehit ettim
bile bile
kader mürekkep tutmuyorsa artık
korkusuz olmak gerek
ve herşeye iyi bir son yazabilmek

sonsuzluk diye birşey göremedim ben ..

her daim olduğu gibi
hayatımın cümlesi bitirir şiiri
"bir insanı seviyorsan onun mutlu olmasını istersin,
senin olmasını değil."

bu şiirde geçen kişi ve yüreklerin
gerçekle hayatla hiçbir bağlantısı kalmamıştır ..


mc