30 Mayıs 2010 Pazar

Bilişim Haberler Mayıs

Floppy disketlerin üretimine son veriliyor. 30 yıldır hayatımızda olan disketler, birçok firma tarafından terk edildi ve son olarak Sony de 2011'den itibaren üretimini durduracağını açıkladı.

ABD ordusu, ses hızından 20 kat hızlı insansız hava aracıyla bir deneme yaptı ve aracı kaybetti.İlk deneme başarısız oldu. Amaçları, aşırı hızlı uçuşların güvenli gerçekleştirilmesini sağlamak imiş.Kimilerine göre herhangi bir bölgedeki soruna acil silah müdahalesi yapabilmek...

Twitter 110 milyona dayandı, siteye her gün yaklaşık 300 bin kişi kayıt oluyor ve siteyi kayıtsız 200 milyon kişi ziyaret etmiş. Yeni trend Twiiter...

Bilim adamları lazer sistemi kullanarak yapay güneş yaratacak. Lazer ışınlarını hidrojen moleküllerine yönlendirecek ve nükleer füzyon  yoluyla enerji sağlayacak bir yol bulmaya çalışıyorlar. Bol enerji mi, bol silah mı demek bu?

Japonlar, düşünce okuyan cihaz üretimi yapacak. Bunun için büyük firmalar iş birliği içinde.Yakın gelecekte, televizyon, cep telefonu, klimalar kulaklara yerleştirilen alıcılar sayesinde kontrol edilebilecek. Henüz ilk adımları atıyorlar proje için.

Yürürken enerji üreten ayakkabı üzerinde çalışıyorlar. ABD'de bilim adamları, ayakkabının içine ağırlığı arttırmayacak bir jeneratör yerleştirmişler.Hareket edildiğinde jeneratör bu enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürüyor.Böylece şarj işlemi yapılabilir cihazlara.

2010 yılının ilk çeyreğinde Microsoft 14.5 milyar dolar gelir, 4.01 milyar dolar kar elde etti.Apple ise 13.5 milyar dolar gelir elde etti ve karı 3 milyar dolar sınırını geçti.Google ise 6.77 milyar dolar gelir elde etti.

İngiliz internet servis sağlayıcısı Tibboh, birçok siteye yaş sınırı koydu. Bunların arasında Google da var. Google için yaş sınırı 12. Çocuklar için yasak olan daha çekicidir. Bakalım bu sınırlama işe yarayacak mı?

kaynak: ntv, bildirgec , chip , pcworld

28 Mayıs 2010 Cuma

17. Uluslararası İstanbul Caz Festivali

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 17. Uluslararası İstanbul Caz Festivali, 1–20 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

Festival, 50’nin üzerinde konser, 300’ü aşkın yerli ve yabancı sanatçıyla yine İstanbul’u bir caz kentine dönüştürmeye hazırlanıyor. Konser mekanları; Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi, Arkeoloji Müzesi, Aya İrini Müzesi, İstanbul Modern, İstinyePark, Salon, Sepetçiler Kasrı ve The Marmara Esma Sultan.

Tünel Şenliği'nde, Tünel ve Galata meydanlarında kurulacak ana sahnelerin yanı sıra bölgedeki birçok farklı mekândaki etkinliklerle, “festival içinde festival” geç saatlere kadar devam edecek. Festivalin gelenekselleşen etkinlikleri Caz Vapuru ve Sokak Konserleri bu yıl da caz coşkusunu İstanbul sokaklarına taşımaya devam edecek.

Program

27 Mayıs 2010 Perşembe

Risk artık İran kadar Türkiye'nin de üstünde

NTV Haber Müdürü Mete Çubukçu, İran'ın Türkiye'de uranyum takasına nasıl ikna olduğunu yazdı. Çubukçu'ya göre, bu anlaşmadan sonra "risk artık İran kadar Türkiye'nin de üstünde."
İran’ın eski nükleer müzakerecisi Ali Laricani geçen hafta “takas İran’da olmalı demişti. Ancak ikinci bir opsiyon daha vardı ve kaynaklarımızdan aldığımız bu bilgi, takasın Türkiye ve Brezilya’nın garantörlüğünde Türkiye’de yapılacağı yönündeydi.

İran bu ikinci seçeneği kabul ederek uzun yıllardır ısrarla sürdürdüğü politikasını değiştirdi. Çünkü İran geçmiş tecrübelerinden dolayı başta ABD olmak üzere Batılı ülkelere güvenmiyor. Daha önce dışarıya verilen uranyum, takas anlaşmalarına aykırı şekilde yakıt olarak geri dönmemişti. Bu yüzden Tahran aynı “tuzağa” bir kez daha düşmek istemiyordu. İkincisi ise, özellikle nükleer pazarlıkta (arabulucular olsa bile) doğrudan muhatap olmak için ısrarcıydılar. Çok net ifade edilmese de, özellikle Türkiye’nin çok fazla öne çıkması zaman zaman İran’ı rahatsız ediyordu. İran geleneksel diplomasi gereği araya fazla kimseyi sokmadan “düşmanlarıyla” kendisi “hesaplaşmak” istiyordu.

İRAN BARIŞÇIL MI?
Türkiye’nin çabası, ikna süreci ve Brezilya’yı da devreye sokması ile İran uzun yıllardan sonra Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun uranyum takası işlemlerini kabul etti. İranlılara göre atılan bu adım tüm sorunları çözmeyecek olsa da gelinen nokta “nükleer enerjiyi barışçıl amaçlarla kullanmak istediklerini kanıtlıyor”.
İran’ın kafasındaki planı hayata geçirdiği söylenebilir. Çünkü İran güvenilir bir partner arıyordu. Türkiye ve Brezilya’nın işin içinde olması Tahran’ı rahatlattı. Şu andan itibaren 5+1 ülkelerini belli bir süre için İran’a yönelik ambargo konusunda bahanesi kalmadı. Gelinen nokta İran için geri bir adım değil ve bu noktadan sonra İran’ın üzerine gelecek olurlarsa, kimse bu sorunun nükleer çalışmalardan kaynaklandığına inanmayacak. İran’da yapılan yorumlara bakılırsa, Tahran “barışçıl olduğunu” göstermek istiyor. Ancak ABD ve diğer Batılı ülkeleri ikna etmesi şu an için kolay değil.

1200 kg’lık uranyum takasının Batıyı tatmin edip etmeyeceği belli değil. Çünkü İran’ın elinde daha fazlası olduğu iddia ediliyor. İran'a göre ise, bu iddia masaya oturmak istemeyenlerin yeni bir bahanesi. Bu konuda İran çok katmanlı bir politika uygularken, elindeki uranyum miktarı konusunda net bir bilgi yok.

İRAN TAKAS ANLAŞMASI İLE NE KAZANDI?
İran takas anlaşması ile öncelikle, diplomatik süreci elinden geldiği kadar uzatarak zaman kazandı ve kendi istediği noktada imzayı attı. Ancak, İran zaman kazanma manevrasının sonuna gelmiş, zaman geçirme opsiyonu kalmamıştı.

İMZA GARANTİSİ OLMADAN ERDOĞAN İRAN'A GİTMEZDİ
Cumartesi günü "21. Yüzyılın Başlangıcında Türk Dış Politikası ve Dünya Düzeni" konulu toplantıda görüştüğümüz üst düzey dışişleri yetkilisi Türkiye’nin de İran’ın tavrından sıkılmaya başladığını ve kesin bir imza garantisi olmadıkça Başbakan Erdoğan’ın İran’a gitmeyeceğini söylemişti. Türkiye İran’ı “iyi niyet sıkıştırmasıyla” masaya çekti ve son dönemin önemli diplomasi başarısına imza attı.

ARTIK RİSK İRAN KADAR TÜRKİYE'NİN DE ÜSTÜNDE
Geçen hafta NTV’de yayınlanan Canlı Gaste programında söylediğimiz “Türkiye’de takas olacağı” bilgisi doğru çıkmakla birlikte, şimdi Türkiye’nin önünde yeni bir zorlu dönemeç var. İranlılar, bu aşamadan sonra Türkiye’ye güveniyor. Çünkü artık risk İran kadar Türkiye’nin sırtında. Baştan beri kendisi dışında kimseye güvenmeyen İran, Türkiye’nin takas çalışmaları sırasında karşı tarafın sözünü tutmaması halinde “uranyumun İran’a geri gönderilmesini “ şart koştu. İranlılara göre bu Türkiye’ye güvensizliği değil, Türkiye’ye korumayı, Türkiye’nin riskini azaltmayı hedefliyor. Çünkü İran, uzun süre Batının İran’a karşı Türkiye’yi zor durumda bırakabileceği ve iki ülkenin arasını bozabileceğini gerekçesiyle takasın Türkiye’de yapılmasına karşı çıkıyordu. Geçen Kasım ayında NTV için Tahran’da görüştüğümüz Devlet Başkanı Ahmedinejad da o tarihte Batı’nın Türkiye’yi zor durumda bırakıp ilişkileri bozabileceğini söylemişti.

TÜRKİYE’NİN BAŞARISI
İranlılar bu pazarlıktan memnun. Çünkü Türkiye’de artık işin içinde. Laricani’nin deyimi ile birbirini tamamlayan iki ülke, barışçıl bir çözüm diplomatik bir çözüm için işbirliğine giderek bölgede havanın gerginleşmesi, ağır ambargoların hayata geçmesini engellemek için adım atıyorlar. İran inisiyatifinin bir kısmını Türkiye’ye devretmiş durumda. Artık gözler İran kadar, Türkiye’nin de üstünde.

İran ise artık yalnız değil ve anlaşmalara uyulduğu takdirde eli daha güçlü. Bu başarılı operasyonu yürüten Türkiye’nin sorumluluğu ise artık çok daha fazla. Başarının büyük bölümü Dışişleri Bakanı’nı Davutoğlu’na ait.

ŞİMDİ TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDE ZORLU BİR SÜREÇ VAR
Batı ise tüm çabalara rağmen ikna edilmiş gibi görünmüyor; ancak bu biraz da onların bileceği bir işi. İran’ın da bundan sonra daha şeffaf olması tesislerini denetime açması gerekiyor.

Türkiye İran’a “müzakere sürecini çok uzatmaması” konusunda tavır koymuş, ABD ve Batılılara da “diplomasi ve barışçıl yöntemlerin” hala işleyebildiğini göstermiştir. İkna süreçleri karşılıklı diplomasinin yerini ambargo, kriz ve savaşın aldığı zaman neler yaşandığını Irak’tan çok iyi biliyoruz. Şimdi Türkiye’nin önünde zorlu bir süreç var.

kaynak: ntv

25 Mayıs 2010 Salı

Yeşil Haberler Mayıs

Abu Dabi'de dünyanın ilk ekolojik kenti inşa projesi var. Doğayı kirleten maddelerden uzak, tamamen güneş ve rüzgar enerjisiyle elde edilen elektriğin kullanıldığı ve çevre dostu son teknolojilerin kullanılacağı bir kent.

Kopenhag'daki lüks bir otel yeşil bir fikir geliştirmiş. 15 dakika pedal çevir, yemek kazan. Lobide bulunan bisiklet enerji üretmek üzere kurulmuş, müşteriler pedal çevirerek otele enerji sağlıyorlar ve bunun karşılığında yemek kazanıyorlar.

ABD'de sahile vuran balinanın içinden bizim evdekinden çok daha fazla çöp çıkmış.20'den fazla plastik torba, ameliyat eldivenleri, pantalon, plastik pipetler, bant, golf topu...Fazla söze gerek yok, kirlendiğimizin ve kirlettiğimizin resmi budur.

HP gibi büyük şirketler, belki de krizin etkisiyle, az enerji tüketen yeşil cihazlar üretiyorlar. Bu, onlar için daha az para vermek demek. Dünya içinse anlamı daha az "ısınma" demek...Yaşasın Yeşil BT, yaşasın yeşil sunucular.


Bodrum sahilinde bir akdeniz foku kurşunlanmış olarak bulundu. Ölüm nedeni aldığı sert bir darbe olarak görülüyor ve kesin olmamakla birlikte orada yaşayan foklardan biri olmayabileceği belirtilmiş.

Almanya'da insan zinciri.Nükleer karşıtı kişiler, Almanya hükümetinin nükleer tesis kapatma kararını geciktirme girişimi üzerine, iki reaktör arası 120 km uzunluğunda insan zinciri oluşturdular.

Biyoyakıtlar düşünüldüğü kadar çevre için yararlı olmayabilir. AB önümüzdeki 10 yılın sonuna kadar ulaşımda kullanılan yakıtın %10’unun yenilenebilir enerji kaynaklarıyla hedefini belirlemişti ama artık emin değiller.Biyoyakıt ihtiyacına bakılarak, ürün yetiştirmek için ormanların kesilmesi, gıda fiyatların artması, bazı bitkilerin karbon salınımın fazla olması gibi nedenler, yetkili organlara başka araştırmalar yapmaya yöneltti.Dikkat gerektiren bir konu.

Türkiye'de, Maden Kanunu'nda değişiklikler yapılmak isteniyor.Yaban hayatı koruma sahalarında, su havzalarında ve zeytinliklerde maden arama, çıkarma ve maden tesisi kurmaya yönelik izinler verilmesi isteniyor.Bu karar, nesli tükenen hayvan sayısını artırır.Önce hayvanları korumak adına bir yer veriyorsunuz, sonra onları sürekli taciz ediyorsunuz!

Everest'te 8 bin metrede çöp temizliği yapılacak. Isınma etkisiyle eriyen karlar çöpleri açığa çıkardı ve dağcılar en yüksek temizliği ve en tehlikelisini yapacak. Çöpler, daha önceden tırmanan dağcı artıkları.

Yapılan araştırmaya göre beş yılda ormanların %3'ünü kaybettik. En çok kayıp Brezilya ve Kanada'da olmuş.

AB, elektrikli arabalara destek veriyor. Yaygınlaşması amacıyla çalışmalar yapacak ve devletlerden destek bekliyor.Elektrikle çalışan motorlar gelecekte ses getirebilir.

Bir araştırma, dünyamızın aldığı güneş enerjisi ile uzaya yaydığı enerji arasındaki dengenin son 10 yıldır bozulmakta olduğunu gösteriyor.Neden küresel ısınma, değişen dengeler.Bilinmeyense, kayıp enerjinin nereye gittiği.Son 50 yıldır iklim sistemine eklenen enerjinin yaklaşık %90’ı okyanuslar tarafından emiliyor. Geri kalanın bir kısmı deniz ve karalardaki buzları eritiyor, bir kısmı karaların yüzeylerini, çok küçük bir kısmı da atmosferi ısıtıyor. Araştırmacılara göre kayıp enerjinin büyük bölümü, okyanusların izlenmeyen derinliklerinde gizleniyor olabilir.Derinlerde saklı enerjinin gelecekte birçok felakete neden olabilileceği uyarısında bulunuyorlar.

Moritanya'dan plastikte geri adım. Güzel bir geri dönüşüm haberi.Plastik atıklar halk tarafından toplanıp ücret karşılığında alınacak ve kadınların işlettiği tesislerde geri dönüştürülecek.Bu da sanayiye kazandırılacak.

Trakya Üniversitesi sık sık radrasyona maruz kalan insanlara günde iki bardak yoğurt tavsiye ediyor.Yoğurt hücre yenilenmesinde ve onarılmasında önemli imiş. Cep telefonu bol kullanan bir millet olarak yoğurda hücuuuum.
Kahire'de çöp şehir. Tam 70 bin insan çöp toplayarak geçimini sağlıyor bu çöp şehirde. Yemek artıkları hayvanlara veriliyor, bazı şeyler ise tamir edilerek yeniden kullanılıyor.

kaynak: ntv, shiftdelete

24 Mayıs 2010 Pazartesi

yolcu

gözü kapalı çizilen yollarda
ayağı çıplak yolcu

düşünmeden imzaladığın bu serüven
seni aşka kavuşturduğunda

yolun sonunda beklediğin sevgili,
güneşin,
tek renk siluetse eğer
vazgeçme zamanı gelmiştir

son sözünü söyle ve güneşine veda et,
hayata ilk adımında olduğu gibi ağla

tenindeki ıslaklık toprağa ulaşınca
soluduğun herşey son bulacak

toprak seni kabul ederse
yerin altındaki karanlık güneşlerle tanışacaksın

gözün alıştığında karanlığa
artık onun hayali olmayacak zihninde

rahat uyuyabilirsin artık
ruhun sonsuzluğa hoşgeldi.

mc

22 Mayıs 2010 Cumartesi

Beğendiğim Fotoğraflar


Kuzey Hindistan eyaleti Uttar Pradesh'e bağlı Barsana kentinde renklerin festivali olarak da bilinen 'Lathmar Holi' bayramı kutlandı. Kendilerini çeşitli renklere bürüyen erkeklerin görüldüğü bayramda baharın gelişi kutlanıyor.



Kandahar'da bulunan Arghandab vadisinde devriye gezen ABD'li asker Danny Comley'i korku dolu gözlerle süzen Afgan kızları.



Yabancı çalışanların çocukları, Tel Aviv'de, yaklaşan Yahudi bayramı Purim sebebiyle düzenlenen partide böyle görüntülendi. Purim bayramında, kutsal kitap Ester'de anlatıldığı üzere, Yahudiler'in antik Pers soykırımından kurtulması kutlanır.




McLaren Mercedes Formula 1 pilotu İngiliz Jenson Button Barcelona yakınlarındaki Montmelo pistinde aracını test ediyor.



Dünya'nın tek bir günü var


Farklı bakış doğru zaman: Sadece güzel vakit geçirmek için farklı bakışlar doğru zamanlar...


Farklı bakış doğru zaman
kaynak: ntv foto galeri

Beğendiğim Fotoğraflar

Vizörden yansıyan silüetler


Mısır'ın başkenti Kahire'nin yaklaşık 1300 kilometre kuzeyinde bulunan 3 bin 200 yıllık Abu Simbel tapınağı, Firavun 2'inci Ramses'in taç giyme töreni yıldönümünde ışık şovuyla aydınlatıldı.



Kandahar vilayetindeki Arghandab vadisinde görevli Afgan polis memuru ibadet ederken.



Myanmar'dan göç eden çocuklar Bangkok yakınlarındaki Mahachai kentinde, kalabalık bir yerleşim biriminde yaşıyor. Tayland'daki göçmen işçilerin sık sık gasp, keyfi alıkoyma ve fiziksel tacize maruz kaldığı iddia ediliyor.



Birleşmiş Milletler bünyesinde faaliyet gösteren Afganistan Mayın Tedbir ve Koordinasyon Merkezi tarafından düzenlenen 'Mayın Bilinçlendirme' törenini izleyen Afgan kızlar.



Seul demiryolu istasyonundaki televizyon ekranına kilitlenen Koreliler Vancouver'a gönderdikleri artistik patinajcı Kim Yu-Na'nın performansına dikkat kesilmiş.

kaynak: ntv foto galeri

21 Mayıs 2010 Cuma

Beğendiğim Fotoğraflar


Vizörden yansıyan silüetler



Vizörden yansıyan silüetler



Vizörden yansıyan silüetler



Vizörden yansıyan silüetler



Vizörden yansıyan silüetler



Vizörden yansıyan silüetler
kaynak: ntv foto galeri

20 Mayıs 2010 Perşembe

unutmak

rüzgara karışan ekmek kırıntılarının
güvercinin umudu ile birleşmesi,
kağıt ile kalemin
ilham ile yazarın buluşması gibi

haklıydı
hayatın bütün cezalarını haketmiştim
ama sensizlik...
hangi gaddar varlık başka birine bunu reva görürdü?
yeryüzündeyken cehennem yaşamaktır bu,
hayattayken ruhu alınmış zombi olmaktır,
her bir hücrenle "son"u istemektir

yanında olamadıktan sonra,büyük adam olmanın anlamı nedir?
belki seni ötelemek için bunca uğraş,
seni bir saniye olsun unutmayı başarabilmek için...

mc

son

gidiyorum dedi adam,
yazmak için son sayfam,
ve gitti...

gidersem,yüzün gülsün isterim
ama giden ben olur muyum?
gidersem,
üzülürsün,
dayanamam

benimle ilgili yalanlar yağdığında üstüne,
onlara yaşlarını göster
ya da yüzümüze çizdiğimiz uzun yolları
ve hemen terket onları

nerede olduğumu bilmiyorum,
mazeretlerimizi bırakıp
aynalardan yansıtalım kendimizi,
gölgeleri yok edip
teslim edelim varlığımızı

mc

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Beğendiğim Fotoğraflar

Bockenheimer Warte Station - Frankfurt - Almanya



Eğlenceli reklam ilanları



10 milyon kişi bu nehre girecek



10 milyon kişi bu nehre girecek


Kumdan yaratılan harikalar



Kumdan yaratılan harikalar
kaynak: ntv foto galeri

Beğendiğim Fotoğraflar


Volkanın ürküten yüzü:Türkiye



Marmaray'da tarihi adım:Yıldırım, vagonların model ve renk seçiminin de İstanbulluların beğenisi doğrultusunda yapıldığını dile getirdi.



En sevimli halleriyle...


En sevimli halleriyle...


En sevimli halleriyle...



Vizörden yansıyan silüetler

kaynak: ntv foto galeri

16 Mayıs 2010 Pazar

kadran

sallana sallana yıpranmakta kadran
eskimesin diye zaman
yıllardır aynı kalbi kullanan
ama bir türlü dikiş tutturamayan
yüreği yalan
yüreğimi yakan
ömrümü çaldığın o an
gözlerimden içeri bana bakan
seni korumak için kullandığım kalkan
akan birkaç damla kan
geriye kalan
eğer yoksan
kalbi atmayan
ruhum noksan

mc

14 Mayıs 2010 Cuma

Güncel Haberler Mayıs 2010

Dünyada ABD'ye en olumsuz bakan ülkeyiz. Yapılan araştırmada halkın tam %70'i Amerika için olumsuz düşünüyor.Ancak bizler için en olumsuz ülke %77 ile İsrail.Dünyada en olumlu bakılan ülke Almanya, bu ülkeyi Japonya ve İngiltere izliyor. En olumsuz bakılan ülkeler ise İran ve Pakistan.Genel tabloya bakıldığında Obama etkisiyle dünya çapında ABD'ye olumlu bakış artmış.

Dünyada tam 212 milyon işsiz var. Özellikle krizin etkisiyle bu sayı artmış. G-20 ülkeleri bir araya gelerek bu sorunu çözmeye çalışıyorlar.

Ağrı'da iki yaşındaki erkek çocuk dereye düştü ,öldü sanıldı ve otopsiye alındı ama doktor "his"sine güvenerek yaşam fonksiyonları olmayan çocuğu tekrar muayene etmek istedi.45 dakika boyunca müdahalede bulundu ve çocuk yaşama döndü. Hayat mucizelerle dolu...

Şans oyunlarından, son 5 yılda 237 kişi 500 bin lira ile 1 milyon lira arasında ,408 kişi 250 bin lira ile 500 bin lira arasında, 616 kişi 100 bin ile 250 bin lira arasında ikramiye kazandı. 

Facebook'tan hakaret ettiği kişiden, gazete ilanıyla özür diledi. Ve bu olay bilin bakalım hangi ülkede oldu!

Herşey İranlı bir din adamının, günümüz depremlerinin nedenini, kadınların edepsiz giyinmesi olarak göstermesiyle başladı.Bunun üzerine bir deney başlatıldı. Bütün bayanlar dekolte giyerek deprem yaratacak.Bu deneye katılan kadın sayısı 100 bini geçti.Fikir sahibi bayanın blogu...

Bu yıl sanırım ihracatta en büyük artış, dizilerde olmuştur. Türk dizleri tam 36 ülkede yayınlanıyor. Gurur duyalım(!) ve bu durumun turizme etkisini göz ardı etmeyelim.
Önceden kocakarı ilaçları kullanırdık, artık moda reçetesiz ilaç kullanmak...Türkiye'de son altı ayda alınan ilaçların %48'i reçetesiz.Genellikle bunlar basit ilaçlar ama uzmanlar bu ilaçların kişiyi daha kötü yapabileceğini söylüyor.

İşte entrika dolu bi haber. Milyoner kadın çocuklarına 1.5 dolar bıraktı.3.5 milyon doları ise kiliseye...

İngiliz genç aşkı için kıtalar aştı,hem de bisikletle. "Kaldı mı böyle aşık?" dediğinizi duyar gibiyim. Aynı okulda okudular ama kız Koreli erkek İngiliz.Okul bitince kız ülkesine döndü.Erkek ise aşkını göstermek için İngiltereden Koreye bisikletle gelecek. Geçenlerde Sivas da imiş.Yolun açık olsun Robin:)

Almanya'da biri yakalandı, ismi lazım değil.Kendisi 40 yıllık şöför.Ve kendisinin 40 yıldır ehliyeti yok. 80 yaşındaki bu adamı tebrik ediyorum ,daha neler sakladığını merak ediyorum.

Dünyada sadece insanlar solak değil.Kediler, köpekler, papağanlar hatta balıklar bile solak olabiliyormuş. Hayvanlar için solak olmak, saldırı sırasında karşıdakini şaşırtmak adına yararlı bir durum.

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Afrikalı Leo

Afrikalı Leo
Amin Maalouf
Yapı Kredi Yayınları
373 Sayfa
Puan:9.9

Afrikalı Leo,gerçek bir yaşam öyküsünden çıkarılmış düşsel bir yaşam öyküsü:"Bir berberin sünnet ettiği, bir papanın vaftiz ettiği" Hasan ibn Muhammed el-Vezzan es-Zeyyati alias/namıdiğer Giovanni Leone de Medici'nin, Leo Africanus yani Afrikalı Leo'nun öz yaşam öyküsü- yazmış olsaydı yazacağı gibi...

Amin Maalouf, bu ilk romanında -daha sonra Semerkant, Tanios Kayası, Doğunun Limanları, Yüzüncü Ad ve öteki romanlarında da yapacağı gibi- tarihle/tarihten olağanüstü bir halı dokuyor. Bir uçan halı...

Yaklaşık yirmi yıl önce yazılmış bir roman. Okuyucuyu uçan halısıyla tarih içinde gezdirip birbirinden ilginç olaylar yaşatan harika bir eser.

Kitaptan Bölümler:

Ölüm yaşamımızın iki ucundan tutmakta:
Yaşlılık ölüme, çocukluktan daha yakın değildir.


Belki bir gün birinin onlara, bunları kesinlikle yitirmiş olduklarını, ve insanın ayakları üzerinde doğrulabilmesi için önce yere düştüğünü kabul etmesi gerektiğini anlatması gerekecek


Ben öğrenim için gelmedim. Çünkü bilgi insanın kollarını ağır zincirler gibi aşağıya doğru çeker. Sen hiç bir hukukçunun bir orduya komutanlık ettiğini ya da bir krallık kurduğunu duydun mu?

Böyle korkak olma.Çocukken büyüklerin giz olarak sakladıkları şeyler söylemedin mi hiç? Onlar gerçeklerdi, sen haklıydın. Kendi içinde o çocukluğu bulmalısın.Çünkü o çocukluk günleri, gözüpeklik günleriydi.


Yaş yirmi olursa, akıllıca davranmamak akıllılıktır.


Belki de varsıl ve güçlü insanların yazgısıydı bu.Varsıllıklarını kazanmakta yetenekten çok talihin etkili olduğunu görürlerse, talihe metresleriymiş gibi bakıp ona tıpkı bir totem gibi saygı gösterirler.


Aşk, bir kuyunun kıyısında susuzluktur.
Aşk çiçektir,meyve değil.


Nasıl bir mayayla yoğrulmuşsun ki bir kentinizin ardından bir başkasının,bir anayurdun ardından bir başka anayurdun, bir kadından sonra başka bir kadının yitirilmesini , üstelik de uğurlarında hiç savaşılmadan yitirilmesini hiç yerinmeden, arkana bile bakmadan kabul edebiliyorsun?


Devleti, halifelerin yönettiği süre içerisinde Müslümanlık bilgiyle, kültürle donanmıştı.Din bu dünyanın işlerine barışla egemendi.O zamandan sonra güç egemen oldu, inançsa sultanların elinde bir kılıçtan başka bir şey değil.


İnsanlar, yabansı bir alışkanlıkla,kendilerini korkutan hayvanların adını alırlar, kendilerine bağlı olan hayvanların adlarını hiç almazlar.


Herkes aynı görüşü paylaşırken ben yüzümü başka yana çeviriyordum;gerçeğin başka bir yerde olduğu kesindir çünkü.


Ve bütün sevdiklerim arasında ilk göçen ben olmak isterim. En son yere, Yaradan'ın gözünde kimsenin yabancı olmadığı ülkeye doğru...

7 Mayıs 2010 Cuma

yanlışlık

artık not yazmak lazım dostluğu hatırlatmak için
yoksa karıştırılıyor sevmekle
küçücük dünyalarınızda durum böyle işte

ey aptal insanlar
hayat insanı öyle bir ruha büründürür ki
bir kere selam verdiğin için
şiirler döktürür binlerce

şimdi,
eğer unuttuysanız dostluğu
yürekleriniz rengarenk karalar bağlamışsa
dostluğu yanyana olmak(durmak) sanıyorsanız hala

durun!
bu işte bir yanlışlık olmalı.

mc

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Ne Gül kaldı ne gol

NTV Haber Müdürü Mete Çubukçu, Ermenistan'ın protokolleri durdurma kararının Erivan'da nasıl değerlendirildiğini yazdı. Sürecin durdurulmasının genel olarak desteklendiği ülkede, gazeteler kararı "Ne Gül kaldı, ne gol" başlığı ile duyurdu.

Adı ne konursa konsun, nasıl algılanırsa algılansın; tarihi tartışmanın ötesinde 24 Nisan Ermeniler için aynı anlama geliyor.Erivan’a hakim bir tepede bulunan Soykırım Anıtı'na çiçek bırakmak için binlerce kişi kuyrukta beklerken, bir gece önce Türkiye karşıtlığı ile bilinen radikal görüşlü Taşnak Partisi'nin şehir merkezindeki yürüyüşünden eser yok. Taşnaklar bayrak yakıp, poster çiğnerken; binlerce ziyaretçinin sessizlik içindeki yürüyüşüne bu kez sadece derinden duyulan ilahiler eşlik ediyor.

Birkaç Taşnak’ın bayrak yakması ertesi gün Türk gazetelerinde manşet oluyor. Bu durum hala “iyi” iş yapabiliyor. Bir yetkili "iki tarafın aşırı milliyetçilerinin birbirinden farksız olduğunu” vurguluyor. Biz de ona “bu tür gereksiz ve kışkırtıcı tavırların iki ülke arasında zor yürüyen süreçteki olumlu adımları gölgede bıraktığını” söylüyoruz.

EN ÖNDE NALBANDYAN VE SARKİSYAN
Protokollerin mecliste onaylanması sürecini askıya aldıklarını açıklayan Devlet Başkanı Sarkisyan ile “Türkiye’nin sürekli oyalama taktiği ile yapay gerekçeler yarattığını” söyleyen Dışişleri Bakanı Nalbandyan en öndeler.

MALTEPE CAMİİ'NDE DUA BİLE OKUNABİLİR
Türkiye Ermenistan ilişkilerinin gizli kahramanlarından Karadeniz Ekonomik İşbirliği Ermenistan Temsilcisi Samson Özararat, “din ya da ulusal kimlik önemli değil. Önemli olan herkesin sadece acıları paylaşması, siyasi tartışmaların ötesinde insani bir duruş göstermesi” şeklinde tarif ediyor 24 Nisan anlaşmalarını. Anıt çevresindeki sohbetlerin bir diğer konusu ise Taksim’de bir grup aydının 1915'te hayatını kaybedenler anısına düzenledikleri etkinlik. Özararat “Adı konmadan, karşılıklı ölenler anısına Ankara Maltepe Camii'nde dua bile okunabilir” diyor

Ancak, bir grup aydının Taksim’de gerçekleştirdiği etkinliğin Erivan’da büyük destek bulduğu, heyecan yarattığı ve “Türkiye’de bir şeyler değişiyor” yorumlarına yol açtığı da söylenebilir.

24 NİSAN SÜRPRİZLERİ
24 Nisan tarihi kadar artık öncesi de çok önemli son iki senedir, hatta sürprizlere açık. Geçen yıl 22 Nisan’da Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin normalleştirilmesi kararlaştırılmış, yeni bir dönem başlamıştı.

Tam bir yıl sonra Ermenistan yönetimi yine aynı gün sürecin olmasa bile protokollerin onaylanmasına ara verildiğini duyurdu. Bu durum iki ülke ilişkilerinin ne kadar nazik dengeler üzerinde olduğunu gösteriyor.

SOYKIRIMI BİLE ÖN KOŞUL OLARAK KOYMADIK
Aralarında NTV’nin de bulunduğu 5 gazeteciyi kabul eden Dışişleri Bakanı Nalbandyan “Biz soykırımı bile ön koşul olarak koymadık. Hatta bunu yaparak çok büyük risk aldık. Ama Türkiye bu konu ile ilgili olmayan Karabağ’ı sürekli önümüze getirdi. Biz imzaya sadık kalmak istiyoruz. Ama partnerimizin de samimi olması lazım” diyerek sürecin uzun bir süre işlemeyeceğini ima ediyordu.

Hatta bazı kaynaklar Ermenistan Ulusal Konsey toplantısında süreci tamamen rafa kaldırılmasının bile düşünüldüğünü, Devlet Başkanı Sarkisyan’ın bunu engellediğini söylüyor.

NE GÜL KALDI NE GOL
Alınan karar, süreci destekleyen ya da karşı çıkan herkes tarafından onaylanıyor. Gazetelerin manşetleri de buna uygun atılıyor. “Ne Gül kaldı, ne de gol” diyerek iki ülkenin futbol diplomasisi ile başlattığı sürecin sona erdiğini ilan edenler kadar, “sabrımız taştı” diyerek daha sert yaklaşanlara da rastlamak mümkün.

HERKES KARARI DESTEKLİYOR
24 Nisan öncesi Erivan yönetiminin bu tavrını haklı bulanlar kadar yetersiz görenler de var. Hükümeti oluşturan koalisyonun büyük ortağı Cumhuriyetçi Parti’nin sözcüsü milletvekili Edvard Sarmazanov’la yaptığımız görüşmede “Milli çıkarlarımızı koruduk. Süreç tek taraflı bizim zorlamamızla yürümez” diyor.

PROTOKOLLER TAMAMEN ORTADAN KALDIRILMALI
Sürece başından beri tümüyle karşı çıkan, gösterilerde Türk bayrağı yakarak gündemi kendilerine yontan Taşnak Partisi’nin Uluslararası Sekreterya şefi Giro Manoyan ise varılan noktadan tatmin olmamış gibi. Manoyan “Bu yetmez. Protokoller tamamen ortadan kaldırılmalı” şeklinde konuşuyor.

Süreç siyaseten bir süreliğine durmuş gibi görünse de bu durum her iki ülkenin iç politik dengelerine de bağlanıyor. Türkiye’de 2011’deki seçimler öncesi AKP hükümetinin oy kaybetmekten çekindiğini söyleyenlerle, Ermeni yönetiminin geçen yıl 24 Nisan öncesi protokollere evet diyerek aldığı riski taşıyamaz hale geldiğini düşününler de var.

ARTIK SÜREÇTEN GERİ DÖNÜŞ OLAMAZ
Ermenistan Ulusal ve Uluslararası Çalışma Merkezinden Richard Giragosyan bir zamanların Taşnak Partisi üyesi ve iflah olmaz Türkiye karşıtı isimlerden. Bugün ise “birbirimizi anlamalıyız” noktasına gelen bir araştırmacı. Giragosyan bir yıllık süreç sonunda artık geriye dönüşün mümkün olmadığını anlatıyor. “Siyasi olarak bunlar yaşanacaktır. Ama geçen kısa süre içinde o kadar fazla ilişki gerçekleşti ki, sivil inisiyatifler politik gelişmeleri aştı. Açılan bu kanal hepsinden önemli” diyor.

Kafkasya Enstitüsü Başkanı Aleksandr İskenderyan ise uluslararası açıdan Türkiye’nin Karabağ sorununu önceleyerek Ermenistan ile ilişki kuramayacağını düşünüyor. Artık Türkiye ile Ermenistan dışında, denklemde Amerika ve Rusya’nın da bulunduğunu söylüyor.

Erivan’da kısa vadede protokollerin meclise getirileceğini düşünen neredeyse yok gibi. Dışişleri bakanı Nalbandyan dahil herkes bu konuda çok net: Türkiye adım atmadıkça biz harekete geçmeyeceğiz.

Ermenistan Türkiye ilişkileri bir 24 Nisan’da daha Erivan’ın en önemli gündem maddesini oluşturuyor. Bir yıl önceki sürpriz başlangıç, bir yıl sonra aynı tarihte tıkanmayla devam ediyor. Bakalım önümüzdeki 24 Nisan, iki ülke ilişkileri açısından nasıl bir sürprize sahne olacak.

kaynak:. ntv

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Güncel Haberler Nisan 2010

Yazmayı en çok sevdiğim haberler kesinlikle güncel haberler...

Nostaljik bir haberle başlıyorum. Bizi bizden geçiren taş plaklar web ortamına taşınacak.Oluşturulacak bu "ses bankası"nda ses bandı, plak, kaset ve sesli kitaplar yer alıyor.Vatandaşlara ücret karşılığında plaklarını satabileceklerini duyurmuşlar,duyarlı vatandaşların plaklarını getirmesi ile toplamda 6 bine yakın taş plak web ortamına aktarılmış ve yakında hizmete girecekmiş.

Afrika'da Kenya'da insanlar haber dinlemek için eski araba aküsü kullanıyorlar. En büyük istekleri ise, akünün bitmesinden dolayı, bu enerjiyi güneş panellerinden elde etmek.

Yapılan araştırmaya göre bir tür kurbağa, depremi üç gün önceden hissediyor. İtalya'da depremden önce kurbağalar bölgeyi terk edince fark edilmiş kurbağaların bu özellikleri.

İtalyan bilim adamları tarafından Akdeniz'in tabanında oksijensiz yaşayan bir solucan türü bulunmuş.Bu güne kadar sadece bakterilerin oksijensiz ortamda yaşadıkları düşünülüyordu.Bu türün yumurtaları da bulunmuş ve bu yumurtalar başarıyla oksijensiz bir ortama incelenmek üzere alınmış.

Şans oyunu oynadınız ve size birşey çıkmadığını görünce kağıdı buruşturup çöpe attınız, aynı zamanda 41 milyon lirayı da çöpe atmış oldunuz.2009 yılında alınmayan ikramiye tutarı 41 milyon lira.Her yıl milyonlarca lira ikramiye alınmadıklarından dolayı milli piyango'ya kalıyor. Son beş yılda toplam 144 milyon lira Milli Piyango idaresine kalmış.

Açıklama yapmak öyle kolay birşey değildir, son örneği Ağrı'da yaşandı.Eğitim-Sen Ağrı valiliğine nerede açıklama yaparız diye sordu cevap ise "Valilik; adliye, 12. Mekanize Piyade Tugayı, İl Jandarma Komutanlığı, Askerlik Şubesi Başkanlığı, Cezaevi, Emniyet Müdürlüğü binaları, eklentileri içerisinde ve yakın çevrelerinde; ayrıca sağlık, eğitim ve öğretim kurumlarıyla ibadethane alanları içerisinde; şehirlerarası çevre yolu üzeri, halkın ve araç trafiğinin sürekli yoğun olarak bulunduğu saat kulesi; Cumhuriyet Caddesi’nin trafiğe kapalı alanı üzerinde ve giriş kısmında basın açıklaması yapılamaz. İmza standı açılamaz."  oldu.Sendika yetkilileri ise bunun üzerine 'valilik bize Ağrı Dağı'nı işaret ediyor' dedi.

Size dünyanın en eğlenceli 10 işini yazıyorum ve hiç yorum yapmıyorum:Ada bakıcılığı, Lüks yatak test edicisi, Su kaydırağı müfettişi, Hayat kadını testçisi, Şarap tadıcısı ve blogcu,Şeker tadıcısı, Prezervatif testçisi, World of Warcraft oyun testçisi, Müze eğlence müdürü, Google haritası için kameralı bisikletçi...

Bir iş haberi daha. Fransa'da iki aylığına tatile gelen insanlara krem sürecek iki kişi aranıyor.Maaş 5 bin euro.Bazı koşullar var:Genç,iyi görünümlü,tıp bilgisine sahip,fransızca bilen vs....Başvuru için tıklayınız.

Lütfen bir dakika durun ve düşünün. O kadar çok paranız var ki banka hesaplarınızı unutuyorsunuz. Tabi nedenler farklı olabilir ama Türkiye'de 20 bankada 152 bin hesap dolayısıyla milyonlar unutulmuş.10 yıl içinde işlem görmeyen hesaplar zaman aşımına uğruyor. Bankalar sitelerinde bu hesaplarla ilgili duyurular yapmış, hesap sahiplerinin harekete geçmesi lazım...

kaynak: ntv