Puan: 8
Yaşıyor olmak, artık hatırlanmayan bir başlangıç...
...ve hiç bilmediğimiz bir son arasında tarih dokumaktır.
Tüm tarihlerin bir başlangıcı vardır.
Benimkinin başlangıcı bilinmeyende bitiyor.
Ben de, hepimiz gibi, doğumuma ait hafızamı yitirdim.
Annemin beni dünyaya getirdiği an doğdum.
Veya annemle babamın aşk yaptıkları gece.
Ya o andan öncesi?
Beni oluşturmak üzere birleştikleri o gün, daha önce neredeydi?
Beni oluşturacak olan milyar kere milyar atomdan oluşan o galaksi nereden çıktı?
Ben olmadan önce, hangi bitkilere, hangi taşa, hangi hayvana,
hangi yüze göç edip durmuştu?
Hatta hayatın ortaya çıkmasından da önce, hatta dünyanın bir toz bulutundan oluşmasından da önce, neredeydiler?
Bu bulmacanın parçaları neredeydi?
Yoksa evren birdenbire boşluk olma durumunu yitirirken, kökenimizin ta en başında beni var edecek o günden bir şeyler mi taşıyordu?
Benim tarihim, evrenin tarihiyle içiçe geçmiş durumda.
Başlangıçların en başında, kaynakların en ucunda...hiçbir şey yoktu.
"O zamanda" diyemiyorum, çünkü zaman yoktu.
"O yerde" diyemiyorum, çünkü yer diye bir şey yoktu.
Sadece hiçlik vardı orada.Karanlık vardı, aysız bir geceden daha kara.
Bir mezardan daha loş.Çölün ortasından daha boş.
Aniden o boşluk, çok küçük bir enerji ve madde tohumuna hayat verir.
İşte bu, zaman ve uzayın doğuşudur. Yeni doğan evren, genişler tam hızla.
Devasa bir balkabağı gibi şişer. Önce, evrenin hamuru pürüzsüz ve tekdüzedir.
Ardından ilk kümeleşmeler ortaya çıkar.Galaksilere dönüşecek olan basit gaz bulutları.
Bu galaksilerde yıldızlar doğar.Dünyamızı oluşturan atomları yaratan çok kızgın kaynayan kazanlardır bunlar. Bu çok küçük madde tanecikleri rüzgarda uçuşan toz gibi yayılır...
..ve uzayı tohumlar.
Bunlar bulutları, dağları, kelebekleri, kaplanları, çiçekleri ve bizleri oluşturacak olan atomlardır.
Sayabileceğimiz daha pek çok şeyi oluşturan atomlar.
Evrenin bir köşesinde boşluğun karanlığında, süte benzer bir bulutta büyük bir galaksi,...
Samanyolu oluşur.100 milyar yıldızı barındıran bereketli bir fidanlık.
Bu galaksinin uzak bir köşesinde Dünya gezegeni ortaya çıkar.
Yeni bir yıldızın artıklarından doğar. O yıldız Güneş'tir.
Genç Dünya, fırından yeni çıkmış bir tabak gibi yanar.
İlk başta Dünya, dünya değildir.Yalnızca ateştir.Bir ateş gezegenidir.
Ardından, kaynaşan kayalar soğur ve gökyüzünün buharı tufan gibi dünyaya dökülür.
Böylece denizler oluşur.Yağmur binlerce yıl yağar.
Ateş gezegeni, su gezegenine dönüşür.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder