Aşkın Gözyaşları Tebrizli Şems
Sinan Yağmur
Karatay Akademi Yayınları
Haziran 2010
242 Sayfa
Puan: 8
Yedinci ve en tesirli bıçak darbesi ensesine gelir boynu sağa doğru bükülmüştür. Dervişler yere kapanmasını bekleye dursun. Şems Hz. Peygamberin şu hadisini sesi boğuk mırıldanır: “Allah’a kavuşmayı isteyeni Allah da sever”.
Dervişlerden birisi sırtına tekmeyi vurur. Yüzüstü taş zemine kapanır, dudağı patlamış, dişleri zemine dökülmüştür Siyah feracesi kanlar içinde bordoya dönmüştür. Saçlarından tutarak kafasını kaldıran dervişin niyeti Şemsin başını gövdesinden ayırmaktır.
Baş derviş engeller. Bırakın son nefesini versin. Sonra da en yakın bir kuyuya atın. Kıyafetine sarıp atın.
Avluyu yıkayın. Sabah ile yola çıkarız.
Şems hala son nefesini vermemiştir Sille taşının üzerindeki başını hafifçe göğe kaldırır ve:
“Allah ne güzel sevgilidir. Rabbim sana aşığım. Ve bu canı sana hediye ediyorum.”
Mevlana içeri girer, mendili koklar eli titreyerek açar. İçinden saman kağıda yazılmış bir not çıkar: “Yemin ederim ki ölümümün gözlerinin önünde olmasını isterdim. Gör ki aşk için ölmek ne demekmiş.” Mevlana olduğu yere düşüp bayılmıştır.
Geceden sonra doğan ve kalplerin çöllerini cennetlere çeviren bir gözyaşı bu. Çoraklaşmış ve çöle dönmüş kalpler; açın sadrınızı! Aşkın gözyaşları, serin serin, sağanak sağanak, üzerimize damlıyor; bakın gökyüzüne, nasılda aşk yağıyor...
Kitaptan Bölümler
Parendeydim. Uçan yani. Uçmak ne ki, yerde leş arıyorsa gözler! İşte akbabalarda uçuyor gökte, kara gölgelerini bir bir bırakarak. Var mı uçabilen kalbin ötesine?
Dilsiz dudaksız sözler söyleyeceğim sana, bir şeyler anlatacağım bütün kulaklardan gizli, herkesin ortasında konuşacağım; ama senden başka duyan olmayacak söylediklerimi...
Senden önce kitaplarda arıyordum derinliği. Kitaplardan utanıyorum. Sen bütün kitaplardan daha derinsin, sana yazdığım mektuplardan utanıyorum, kendi kendini oku.
Ey aşk! Sen kavur kavur yakandın, peki sol yanım neden üşüyor?
İnsanlar maşuk aramıyor, bencil duygularına köle arıyor. Köle buluyor ama aşkı bulamıyor.
Sağ elini göğe, sol elini toprağa doğru aç. Gözlerini kapa, kainatla birlikte dönmeye başlıyoruz. Sakın gözlerini açayım deme. Gökten sağ eline dökülenleri görmemen lazım. Sol elinden toğrağa düşen canları da görme, sadece sema et.
Aşk acısı, acıya "canım" dedirtecek kadar delice ve derinceymiş. Uçuruma düştüm. Ardımdan dağlar yuvarlanıyordu yine de dolmuyordu düştüğüm uçurum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder