18 Şubat 2010 Perşembe

"Doğa"l Gelişmeler

Olumlu ve olumsuz o kadar çok şey okudumki doğayı ilgilendiren, gözüme çarpanlardan kısa kısa bahsetmek istedim...

Belki siz duymuşsunuzdur ama ben geçenlerde bir haber okudum:"Güneş enerjisiyle çalışan stadyum". Bu stadyum Tayvan'da. Çatısı güneş pilleriyle kaplanmış. 8844 güneş pili kullanılmış.Statta maç olmadığı zamanlar elde edilen enerji şehir şebekesine aktarılıyor.Böylece stat, çevresi için bir elektrik santrali oluyor. 1,14 milyon kilovat saat enerji üretimi kapasitesine sahip ve 660 ton karbondioksitin doğaya salınmasına engel olacak.


Diğer bir haber sulak alanlar. Durum o kadar vahim ki bu yönden iyi bir konumda olan ülkemiz bu şansı yitirmek için yarışıyor.40 yılda sulak alanlarının yarısını kaybetmişiz.Bu yüzden ülkemizin izleyeceği su politikası çok önemli.Sulak alanlar ekolojik ve biyolojik değere sahip,birçok canlıya ev sahipliği yapıyor,içme suyu sağlıyor.


Şimdi de WWF Türkiye'den bir gezi önerisi:Suların içinden yükselen orman Acarlar Longozu.
İstanbul' dan arabayla iki saat.Doğanın bütün güzelliklerini hissedebileceğiniz bir yer.Kelimelerle öyle güzel anlatılmış ki aslında huzur bulmak için bu tatil zamanında tam gidilecek yer...


Bir diğer önemli konu plastiklerin çevreye verdiği zarar.Plastik atıklar toprakta 100 yıl korunuyor. Bunlar bakteriler tarafından da ayrıştırılmıyor.Bu yüzden plastik atıklar çevre kirlenmesine neden olacak ve toprakta yaşayan canlıları olumsuz etkileyecektir.Burada en önemli şey geri dönüşüm bilincini kazanmaktır. İnsanlar plastik atıkları çöpe atmak yerine geri dönüşüm için biriktirmelidir.Ya da plastik maddeleri uzun süre kullanılacak işler için kullanmak.


Önemli haberlerden biri de buzulların erimesiyle birlikte metan gazının 5 yıl içinde üçte bir oranında artması.Örneğin Kuzey Kutbu,milyarlarca ton metan gazını içinde tutan buzullarla kaplı.Metan gazı ise, karbondioksitten daha tehlikeli bir sera gazı. Bu nedenle, Kuzey Kutbu buzullarının erimesi, iklim değişikliğini durdurma çabalarını bir anda etkisiz hale getirebilecek kadar tehlikeli.Bilim adamlarının korktuğu bir konu daha var. Metan gazı salımının artışı nedeniyle artan sıcaklıklar, daha da çok metan gazı salımına sebep olacak. Bu da tüm bölgeyi yıkıcı bir geri beslemeli döngüye sokabilir.


Ocak ayında yürürlüğe giren yeni AB “Piller Direktifi” de bahsetmeye değer.Direktif, atık tesislerinde yakılarak ya da toplanarak çevreyi kirleten binlerce ton zehirli atıkla mücadele etmek için hazırlandı.Avrupa Çevre Ajansı’na göre, yeni kurallar pil üreten, depolayan, kullanan, temin eden ve aynı zamanda tasarımını yapan ve imal eden her sektörü etkileyecek.Tüketiciler ise cep telefonu pillerinden, işitme cihazı ve saat pillerine AA hücreli tüm pilleri evde, sokakta geri dönüşümlü çöp kutularında ve diğer geri dönüşüm noktalarında ayrıştırarak atacak.
Direktifin en önemli amacı, pilleri atık alanlarından uzakta ayırarak cıva ve kadmiyum gibi metallerin çevreye karışmasını engellemek.


En önemli haberlerden biri Türkiye'ye kurulması planlanan HES(hidro elektrik santraller)...Bence burada öncelikle düşünülmesi gereken neden bu santraller bölge halkı tarafından istenmiyor.Biraz empati yaparsak devletin yıllardır içinde yaşadığınız doğal güzellikleri bilinçsizce katletmesine karşı çığlık atmak kadar normal birşey yok.Tabii ki enerji elde etmek için hidro elektrik santraller olumlu ama bunu inşa etmek için doğanın güzelliklerini yok etmek kabul edilemez.


İspanya' da yapılan güneş enerjisi ile ilgili çalışmalar da dikkate değer...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder