18 Eylül 2010 Cumartesi

acının aynası

acının aynasının karşısına geçenler,karşıda gördüklerinin acılarının aynısını görürler.

ayna yalan söylemeyen nadir nesnelerdendir.
bu yüzden ona gittim.
tarihimi göstersin diye boş bir kağıt parçasıyla.
oysa onun kağıda kaleme ihtiyacı yokmuş.
herşeyi gösterirmiş koynunda.

şimdi herşeyi görmüş ben.
bilemiyorum.
yaşadığım dünya mı gerçek olan,yoksa düş sandığım şeyler mi?
hangisini seçerdim bilmiyorum,ki bu da önemli değil aslında.
önemli olan hikayemin ne yöne gittiği.

daha ben sormadan gösterdi ayna, yönümü bana.
daha ben düşünmeden herşeyi, o yazmıştı çoktan zamana.
daha ben doğmadan belki de.
henüz cenin iken.

gördüğüm şeyler o kadar gerçekti ki, dünyamı şaşırdım.

ayna bunu da biliyordu.
şaşkınlığımı gidermek için ona tekrar geleceğimi.
belki de beni tekrar görmek istediği için karıştırmıştı kafamı.

tek bir şeyden emindim.
çarem oydu.
benim için dünya oydu.

karşısına geçer geçmez döktü içindekileri.
herşeyi, herşeyi gördüm.
insanlığın geleceğini.
yaptıklarımı,yaptıklarımızı.
utandım,çok utandım,yaşlarım gözümden geliyor olamazdı, göz yaşlarım kırmızı olamazdı.
ağlıyordum ve bir yandan kanıyordum.kandan ağlıyordum. kan ağlıyordum.kana kana ağlıyordum.
hiç durmadan yazıyordum.

bilmen gerekti.
bilmeniz gerekirdi.
o size söylemişti.

evet. idam ettiğiniz adam haklı çıktı beyler.
ve davanız zaman aşımına uğradı.
artık kader ecel ve acil.
tek bir nefes alamadan,
bahçendeki gülleri sulayamadan,
ahırındaki ineği sağamadan,
iş için erken yatamadan,
gece eğlenmek için dışarı çıkamadan,
herşeyden çok daha önce,
hatta evel zamandan ve kalbur zamandan.
yazının icadından bile önce.

işte tam o an
adam
aşkı yarattı.
aşk, acıyı kanattı.
ayna, acıya aşık oldu.
aşk tutsaklık istemedi ama
ayna,aşkı içine hapsetti

işte ben
herşeyden önce
onu gördüm aynada,
aşkı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder