İkinci Mesih
Glenn Meade
Polisiye/Gerilim
Turkuvaz Kitap
480 Sayfa
Nisan 2010
Puan: 7
İsrailde, Lut Gölü yakınlarında bulunan Ölü Deniz Parşömenleri, tarihin en müthiş gizemlerinden birini, Hz. İsa'nın kimliğinin ve varlığının ardındaki sırrı ortaya koyan bilgiler içermektedir. Parşömenleri ilk bulan arkeoloğun öldürülmesinin üzerinden yıllar geçer ve kazılar devam ederken peş peşe ölümler birbirini izler. Parşömenlerde sözü edilen İkinci Mesihin kim olduğuna ilişkin sırrın çözülmesi dünyadaki dengeleri altüst edebilecektir. Gereğinden fazla şey bilen arkeolog Jack Cane ve Yasmin Gren'in peşine uluslararası şebekeler takılınca soluk soluğa bir kovalamaca başlar. Bir ucu Roma'ya ve Vatikan'a, Amerikalı Papa'ya, kardinallere ve din adına çevrilen entrikalara, bir ucu Kudüs'e, İsrail'in Mossad örgütüne, Suriye gizli polisine ve Lut Gölü'nde kazılar yapan arkeologlara dayanan İkinci Mesih, gerilim dolu bir roman. Daha önce Türkçede yayınlanan ve çok-satan listelerinde uzun zaman yer alan altı kitabıyla serüven meraklısı geniş bir okur kitlesi edinen Glenn Meade'in gerçek belgelere dayanarak yazdığı İkinci Mesih, yazarın izniyle ilk kez Türkiye'de ve Türkçe'de yayınlanıyor.
Glenn Meade, çok severek okuduğum bir yazar. Kitapları genelde derin araştırmalara dayalı oluyor. Yazarın bu kitabı bence yazdığı en kötü kitap. Çünkü bu tür kitaplar çok var: mesih,parşömen vs..Artık sıkıldım. Ama siz sıkılmadıysanız bu kitabı bir solukta okuyacaksınız.
Kitaptan Bölümler
Üniversiteden bir arkadaşı bir gün, "Bütün aileler kafayı yemiştir, işlevi bozuktur. Ama içlerinde kafayı ötekilerden daha çok yemiş , işlevi daha bozuk olanlar da vardır," demişti.
Neye inanırım, biliyor musun? Sevginin asla ölmediğine. Burada olmamızın tek nedeni bu. Sevgiyi yaratıp beslemek için. ... İnsanlar olarak algılamanın kenarından bile geçemeyeceğimiz başka bir boyut var, ister cennet de,ister nirvana ya da herhangi bir ad tak, ama bu Tanrı'nın yarattığı, yeniden buluşup sevgimizi yineleyeceğimiz bir boyut.
...aklındaki her neyse, benimle paylaşmanı ve yükün bir bölümünü bana bırakmanı istiyorum.
Başlangıçta hiçbir şey yoktu ve Tanrı ışığı yarattı. Yine hiçbir şey yoktu ama, en azından çok daha iyi görülebiliyordu.
Bu Kilise'yi başını koyacak bir döşeği bile olmayan, Nasıralı bir marangoz kurdu. Oysa onun misyonunu devralan bizler varlık içinde yüzüyoruz.Dünyanın hemen her köşesi yalınayak, mideleri boş, aç, kadın, erkek ve çocuklarla dolu, ama ben görkemli törenlerle taç giyiyor, yaldızlı odalarda yaşıyorum. Marangozun varisinin bir kral gibi yaşamasından utanıyorum.
Yürek hep en çok acı çektiği yere döner.(oscar wilde)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder