seyyah, yorucu bir günden sonra başını koydu soğuk cama.
modern seyyah, keşfederken ayağını kullanmaz ya da at koşturmaz.
dört tekerlek üzerinde, elinde laptopuyla ve bir de kahve kokusuyla gezer dünyayı.
her geçtiği yerde kalması için ikna edilir:
paralar, kadınlar, şaraplar, savaşlar...
kimse anlamaz içindeki tanıma tutkusunu.
o bu dünyadaki her varlığı tanımalıdır, tatmasına gerek yok.
görmesi gerekir, savaşmasına izin yok.
bu yüzden beyni ve kalbi tek bir yer için çalışır: gözleri...
şimdi modern seyyahı bir kenara bırakırsak,
bir de olduğu yerde yıllarca durup, etrafı seyredenler vardır.
bence buna en iyi örnek ahşap evler.
günümüz modern evlere inat, ahşap evler son derece ürkütücüdür
çünkü onlar savaş görmüş, "darbe" yemiş, kardeşin kardeşi öldürdüğünü görmüştür
önemli olan onlar gitmeden her şeyi öğrenmektir
bize anlatılmayan, ama ahşap evlerin gözünden kaçmayan şeyleri duyma zamanıdır
bir ahşap evin en çok canlı olduğu an,ölmeden hemen önce kana kana konuştuğu andır
alevler sararken odalarını, o kendi canını umursamaz
tahta kalınlığındaki teni çıtırdarken, o sadece haykırır gerçekleri
darbeciler, geride kanıt kalmasın diye onun küllerini gömerler
acı dolu ana yüreklerine
bu yüzden analar unutamazlar çocuklarını
bu yüzden bulunamaz bedenleri oğulların
faili meçhul yanan evler, geride tek birşey bırakır
eski ahşap evlere yapılan eklentiler: korkuluklar
insanlar korktuklarından, geriye sadece bu kalır
darbeciler insanlar korksun diye bırakır
insanlar korkuyu görmemek için gömer korkulukları
böylece çevrim tamamlanır
böylece son tanık da temizlenir
böylece toprağa dönülür
sadık yarimize
geride kalan korkak insanoğlu
gidenlerin bir yerde buluştuklarını düşünür
bir adam bir gece bir rüya görür
bir ana bir gece bir rüyada ölür
o günden sonra
yani darbeli günlerden sonra
sakin ev sakinleri
korkulukları yakma kararı almalıydılar
ama onlar korkulukları takma kararı aldılar
evlerinin açık pencerelerine
hiç kimse gelip oğullarını almasın diye
denir ki darbeyi biteren bu korkuluklardır
ortada söndürülecek genç kalmamışsa
ortada yüreği yakılacak ana kalmamışsa
darbe amacına ulaşmıştır
darbe gittiğinde, herkesin kahraman ilan ettiği korkuluklar da gitmiş
darbenin ardından
binlerce genç ölmesin diye
bir nesil doğanlar sönmesin diye
analar oğullarıyla ölmesin diye
o günden sonra
dünya üzerindeki bütün evlere korkuluk yapılmıştır
korkuluk-adı üstünde- insan korkusuna gelen darbeleri
uzaklara cesurca savursun diye
ne zaman kahramanımı özlesem
beni terk edip gittiğini unutup
kendimi korkuluk sanırım
dünya üzerindeki her eve konan modern seyyah gibi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder