7 Ekim 2010 Perşembe

PKK silahlarını artık toprağa gömmelidir

Türkiye 30 yıldır deja vu yaşamıyor. Kürt sorunu ile ilgili herhangi bir konuda birkaç adım atılsa, önüne sürekli set çekiliyor, frene basılması için kanlı bir eylem planlanıyor. Ama yeni, farklı bir sürecin kapıyı çaldığının da farkında olmamız gerekiyor.

Artık kimse Kürt sorunun 10 yıl öncesine bile götürebilme yetenek ve şansına sahip değil. Hükümet, ordu, PKK, BDP de bunun farkında.

Ancak bugünden yarına her şeyin değişmeyeceğini de biliyoruz. Çünkü 30 yıldır devam eden bir sorunun hemen çözülmesini beklemek de safdillik olur.

Ancak, son dönemdeki gelişmeler, yaklaşımlar ve açıklamalara bakacak olursak yeni dönemin ipuçlarını bulabiliriz.

Geçen hafta uluslararası arabulucu Ahtisaari’nin gelişi, Cumhurbaşkanı Gül’ün New York yolundaki açıklamaları, Abdullah Öcalan’ın haftalık avukat görüşmesinde söyledikleri, AKP’nin referandum sonrası pozisyonu, Kürt illerindeki STK’ların girişimlerinin karşısına, birileri Hakkari’deki katliamla çıktı.

Tüm bunları birlikte ele aldığımızda sorunun çözümü önünde ayak sürüyenlerle, yeni arayışlar içinde olanların birbirinden ayrı ama paralel süreçler yürüttüğünü görebiliriz. Bu, iki çizgi için de irade ve inisiyatif kullanan Türkiye’nin de yönünü çizecektir. Bu yön kanlı bir çatışma ve terör süreci ya da zamana yayılmakla birlikte silahların bırakıldığı zor, zahmetli ama Türkiye’nin birlikte yaşama isteğini belirleyen bir süreç olacak.

*Ahtisarri’nin ziyareti sonrasında yaptığı açıklamanın en dikkat çekici yönü muhtemel bir ateşkesin uluslararası güçler tarafından denetlenebileceği idi. Ancak bu ziyaret sorunun artık çözümünün uluslararası zeminlerde daha sık ele alınacağını ilk adımı olarak değerlendirilebilir. Ancak, Kürt sorununu Türkiye’nin kendi dinamikleri ile çözmesi en hayırlısıdır ve Türkiye bu yeteneğe hala sahiptir.

GÜL DAHA SOĞUKKANLI
* Cumhurbaşkanı Abdullah Gül sorunun çözümü konusu daha soğukkanlı gibi duruyor. New York yolundaki “PKK ile konuşmak bir metot meselesidir” sözleri belli bir görüşme, diyalog, nabız yoklama sürecinin başladığının göstergesi sayılabilir.
* Abdullah Öcalan’ın avukat görüşmelerindeki “Burada hedef, benimle yapılan görüşmeler de olabilir. Burada oldukça anlamlı görüşmeler oldu. Çok anlamlı sonuçları da olabilirdi. Tam bu esnada Hakkari'de bu patlamanın olması oldukça düşündürücüdür” sözleri gerçekten düşündürücü. Bu sözlerden belli çevrelerin Öcalan’la nabız yokladığı sonucunu çıkarabiliriz. Bundan rahatsız olanların da (PKK içinde veya dışında) bulduğu söylenebilir. Bunların kim olduğuna gelince: JİTEM, PKK’nın farklı uzantıları ve çevre ülkeler olabilir.
* Kürt sorunu Türkiye’nin sorunu olduğu kadar Irak, Suriye, İran’ın da sorunudur. Türkiye’deki bir çözüm diğer ülkeleri de farklı şekilde etkileme kapasitesine sahiptir. Bu yüzden diğer ülkeleri hareketlerini dikkatle izlemek gerekir.
* Diyarbakır’daki STK'ların Cumhurbaşkanı, Başbakan ve CHP lideri ile eylemsizlik sürecinin devamı ile ilgili görüşme talepleri henüz gerçekleşmese bile, bu tür girişimlerin arttığını söylemek gerekiyor. Bu da konunun sadece BDP üzerinden değil, sorunu kendine dert edinen tüm kesimler tarafından yapılan yeni ve önemli bir adım olarak not düşmek gerekir. Ancak, hükümetin, STK temsilcileri Ahmet Türk ve Aysul Tuğluk’u kabul etmemesi manidardır. Bu nedenle diğer kuruluşlar da Başbakan ile görüşmemiştir.

HÜKÜMET ÖN PLANA ÇIKMALI
* Kürt sorunun çözümünde hükümetin ön plana çıkması gerekmektedir. Özellikle bu yılki YAŞ ve referandum sonrasında sivil bir irade olarak öne çıkması olumlu olmakla birlikte, artık bu konudaki mağduriyet söyleminin yerine inisiyatif alma dönemine geçmesinin vaktidir.
* PKK da artık yeni bir durum değerlendirmesi yaparak silah ve savaşla nereye kadar gidebileceğini hesaplamalı, bir anlamda zamanın ruhuna uygun olarak eylemsizliği ateşkese, ateşkesi silahlı güçlerini sınırın öte yakasına çekmeye başlamalıdır.

PKK SİLAHLARINI TOPRAĞA GÖMMELİ
Sonuç olarak eylemsizlik kararının uzatılması olumlu bir gelişmedir. Kürt sorunun çözümünde yeni bir döneme girildiğinin işaretleri mevcuttur. Bu dönemde silahların sürekli suskun kalmasından başka çare yoktur. En önemlisi de PKK’nın silahlarını artık toprağa gömmesidir.
kaynak: ntv

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder